güzel şeyler çabuk biter,zaman su gibi akıp gider.dünyanın kaidesi bu.bukadar hızlıysa madem şu zaman mefhumu, neden eşimden ayrı kaldığım şu koca haftadada en az tatilde olduğu kadar hızlı geçmedi ozaman.çünkü geçmesini istiorum bitmesini ve sevdiğime kavuşmayı bekliorum.çok şükür bugün cuma.kavuşma günümüz geldi çattı.ufak tefek sürprizler hazırladım sevdiğime.yazılar, kartlar evin köşelerine dağıtılıcak. bi de erken bi yılbaşı armağanı aldım ona.ihtiyacı dahilinde bişeydi zaten bana seçim yapmak kaldı yalnızca.
dün iş arkadaşımla evime gittim. 3 gündür annemde kalıodum dün hazır o da gelio diye birlikte kız kıza bizde kaldık.eşimin kayseriden getirdiği mantılarla, yine kayseriden gelme pastırmaları paçangaya çevirerek pişirdim.bi güzel yedik hatta ertesi gün içinde kalan börekleri işe getirdik.
evimi özlemişim.eskidende böyleydi bu. evlenmeden evvelde annemlerle birlikte oturduğum evimi özlerdim. nezaman biyerde fazla kalsam sanki evimi kaçırıolarmış gibi koşa koşa geri dönerdim. küçükken kimsede kalmaz, annemle yapışık gezerdim.hayatım boyunca yaşadığım her iki evide çok sevdim.ama gariptirki bekarken o koşa koşa gittiğim ev de yabancı bi yer halini aldı artık benim için.insanın iki parça eşyası nerdeyse orası yuvasıdır derler,doğruymuş.halbuki orasıda benim evim burasıda ama demek evlenip kendi düzenini kurunca işler değişiomuş.
dün eve girdiğimde evimin kokusunu içime çektim resmen.her evin kendine has sinmiş bi kokusu vardır ya hani.işte o koku.yatağım,yastığım,dolabım,bardağım,tabağım herşey öylesine benimki sanki 6 ay evvel diilde çook senelerden beri ben zaten ordaymışım.işimle arasının okadar uzak olmasına rağmen geldiğimde oh dediğim, içimin huzurla dolduğu, mutlu olduğum, sevgilimle bizi birleştiren, yorgunluğumuza, kızgınlığımıza, hüznümüze bi parçada olsa ara verebildiğimiz durak sanki bizim için.bu yüzden seviorum sürekli evimde bişiler yapmayı.oturup tv karşısında bişiler izlemektense ya mutfağımda bişiler yapıo oluorum yada orayı burayı temizliorum.seviorum evde vakit geçirmeyi.bizim mutluluk mabedimiz burası.
bukadar sevmemize rağmen yeterince vakit geçiremedik evimizde tatilde. bayram gezmeleri küçük kısa bi tatil şehirdışında,dönünce başka telaşeler fln derken geçti işte zaman.yoğun bi tatildi bizim için ama bana herzaman çok güzel zamanlar hediye eden sevgilim sayesinde yine bi dileğim gerçek oldu.TRENLE SEYAHAT
okadar çok istiodumki neden bu denli arzuladığımı nihayet anladım işte bu gezinin sonunda.program yaparken tren seferleri ve doluluk oranlarını araştırırken normal oturmalı tren kalmayınca mecburen yataklı tren bileti almak zorunda kalmıştık.eskişehir ankara arası giden ANKARA EKSPRESİ ni tercih edebildik şartlar dahilinde.biletler rezerve edildikten sonra internette yataklı trenlerle alakalı yığınla yazı okudum hatta bikaç resimde gördüm ve tüm bunların sonunda tren yolculuğu daha bi cazip hale geldi.ama hiçbiri bu araca binipte yola çıkmak kadar eğlenceli ve cazibeli olamaz.

nohut oda bakla sofa miniminnacık şipşirin bi oda.küçük bi lavabosu bile olan, gaysan tarzı mobilya; çektiğinde yatak olan kaldırdığında koltuk.küçük bi dolaba saklanmış miniş bi buzdolabı ve içinde ikramlıklar,ve en güzeli kocaman bi cam.



kısıtlı bi menüye sahip olsada yemeklerin en güzelini diil belki ama meyvelerin,fantaların ve çerezlerin en güzelini yedik.(manen:))

hiç bi anını kaçırmamak adına yatağımdan nerdeyse hiç kalkmadım,zaten gece yolculuğu olduğu için hazır herkes uyuyoken gözlerimi dört açıp herşeyi ama herşeyi seyrettim.

nasıl romantik, nasıl melankolik bi durum anlatamam.mutluluktan ağlamayı bile başarabilirdim ama yapmadım.o denli yani:)sevgilim yukarda uyurken ben kulağımdaki en sevdiğim müzikler eşliğinde haydarpaşa eskişehir arasındaki herşeye o gece tanık oldum.

dedimki kendime bu şekilde dünyanın bi ucuna bile gidebilirim.ve asla bundan sonra eğer tercih şansım varsa hiçbi şekilde uçak yada otobüs kullanmıcam.imkanım varsa trenle gidicem.budur son kararım.
görevliler bile okadar şekerlerki sabaha karşı kapımıza gelip biz uyanana kadar kapıyı vuruolar.eskişehire gelmek üzereymişiz.apar topar hazırlanıoruz tabii.sabah 4,45 de yepyeni bi şehirde inioruz.hemen taksiye atlayıp eşimin ananesinin evine gidioruz.sabahın körüde olsa müthiş bi karşılama evin sıcaklığı bizi kendine çekio ve hemen birbirimize sarılıp uyuyoruz.
ESKİŞEHİR...adı eski ama kendi yepyeni.










hiçbir sıradışı özelliği olmayan bu çiğbörek için maalesef baya bi beklioruz.dükkan çok küçük ve önünde sıra oluşuo çoğunlukla.sevgilimin dediğine göre dükkan sahibinin mekanı genişletmeye hiç niyeti yok. neden olsunki bu şekildede işini götürebilio nasılsa.yemek yemek bi eziyet halini alsada bizde dahil olmak üzere ısrarla beklioruz.

bu faslıda geçtikten sonra eve doğru yönelioruz yorgun biçimde.eskişehir karasal iklime sahip soğuk,sert bi yer. gündüz idare etsekte güneş çekilince soğuk iyiden iyiye hissedilio.nefis yemekler ve enfes kabak tatlısıyla geceyi sonlandırıoruz.
sabah mis gibi pide kokularıyla uyandırılıoruz.güzel bi kahvaltı sonrası yine dışarı atıoruz kendimizi.kısa bi yürüyüş ve gezmeden sonra akşam evde bizi bekleyen kuru dolma şenliğine katılıoruz.nefis dolmalar,şimdi olsada yesem.
buruk bir veda anından sonrada otogara doğru yola çıkıoruz. maalesef dönüş için trenlerin hiçbirinde yer bulamadık.mecburen karayolunu tercih edicez.herzamanki gibi erken geldiğimizden bi saat kadar oralarda takılıoruz.asker geçirmeye gelmiş bisürü eş dost akraba.baya kalabalık otogar.bi yere oturup bilmem kaç bin defa haşlanmış berbat çaylarımızı içioruz

yaklaşık 5 buçuk saatte istanbula vardık,yorgun ve bitkin bi halde.evimize koşar adım gittik ve kendimize gelmemiz 1 gün sürdü.
sonrasında dinlenmeyle geçti zaten.sevgilim teftiş için kayseriye gitti pazartesi günü.bense evde yalnız durmaktansa ekmek elden su gölden hesabı yapıp annemlerde kalıorum.kimi zaman iyi bu durum kimi zaman kötü.insan evine kendi düzenine alışınca hep onu arar oluosun.
bakalım yılbaşı akşamına kadar sevgilim gidip gelicek böle.yeni yılı birlikte karşılıcaz inşallah.geçen sene kendi kendimize sözverdiğimiz gibi sıcacık evimizde miskinlik yaparak karşılıcaz.ahh hele bi de kar yağarsa değmeyin keyfimize...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder