23 Nisan 2007 Pazartesi

sana bakmak


uzun bir yoldan gelen tedariksiz katıksız bir yolcuyum
yaralı yarasız sevdalardan geçtim
koynumda bir beyaz kağıt boşluğuher şeyi anlattım
olan olmayan acıtan sancıtan
bilsem ki sana varmak içindibütün mola sancıları
bütün stabilize arkadaşlıklar
daha hızlı koşardım
severadım gelirdimgözlerinin mercan maviliğine
sana bakmak
suya bakmaktır
sana bakmak bir mucizeyi anlamaktır
sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
aşk sorgusunda şahanem yalnız kelepçeler sanıktır
ne yazsam olmuyor
çünkü bilenler hatırlar
hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar
bahçıvanlar değil tüccarlardır
sen öyle gözsen öyle toprak ve güneş ortaklığı
sen teninde cennet kayganlığı iken
sana şiir yazmak ahmaklıktır
bir tek söz kalır dişlerimin arasından
ben sana gülüm derim
gülün ömrü uzamaya başlar
verdiğim bütün sözler sende kalsın isterim
ben sana gülüm derim
gül sana benzediği için ölümsüz
yazdığım bütün şiirler
sana başlayan bir kitap için önsöz
sana bakmak bir beyaz kağıda bakmaktır
her şey olmaya hazır
sana bakmak suya bakmaktır
gördüğün suretten utanmak
sana bakmak
bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlamaktır
sana bakmak
Allah’a inanmaktır

YILMAZ ERDOĞAN

Hiç yorum yok: