28 Mayıs 2008 Çarşamba

ikea evimizin herşeyimi?


tüm hayatımız mobilya ve türevlerini gezmek,bişiler almak oldu şu aralar. ee evlenmek hiçde öle kolay diil. hele hele bizim gibi ince eleyip sık dokuyan, herşeyin en iyisi olsun diyenlerdenseniz işler dahada zorlaşıo.

fakat tüm bunlara rağmen evimizin tüm mobilya ihtiyaçlarını giderdik.diyebilirmki tamda evimize ve bize yakışır oldu herşey.geçen cumarteside en son olarak yatak odasını aldık sevgilimle.

gerçi alıoyoruz ama hepsi haziran sonuna doğru evimize teşrif edicek.çünkü ev teslimatımız zaten mayıs sonu haziran başında ve mobilyaların bi kısmı ithal diğer kısmıda yapım aşamasında olduğu için bukadarlık bi süreye ihtiyacımız var.

bi kaç hafta evvel ailemle birlikte mutfak edevatları eksiğimi kapatmak adına İKEA ya gittik.benim için güzel bi yerdi çünkü aldığım herşey sepete koyabiliceğim cinstendi.uzun zaman İKEA ya özentili bi biçimde hayat geçirdim. internetten online kataloğuna bakardım ve güzel şeyler olduğunu görürdüm.bunu düşünerek yine bazı modelleri sevgilimle paylaşarak onları almaya karar verdik ve tuttuk gittik İKEA ya.

öncelikle şayet araba yoksa buraya gitmek kadar anlamsız bişi olamaz.

maceramız sağmalcılar metrosunda inmeyle başladı.yakın diye yürümeye kalkışınca ikeaya giden yolun duvarlarla çevrelenmiş olduğunu gördük.buraya ulaşmak kulağını tersten tutmak gibi bişeydi.önce gidiosun sonra tekrar aynı yolu geri geliosun gibi.anlamsız bi yol.

sonrasında kafamızda almak istediğimiz şeylerin bulunduğu reyona gittik.beğendiğimiz modeli bulduk fakat iş satın alma sürecine geldiğinde kabus başladı.

ikeada satın aldığınız yada alıcağınız her şey a dan z ye modüler. ve herşey için ayrı para istiolar. buna çekmece ve çekmecenin kulbuda dahil.dolayısıyla bazen fiyat göründüğünün yukarısına çıkabilio rahatlıkla.

işin içine konuya vakıf olmayan elemanlarda eklenince değmeyin keyfimize.biz elimize tutuşturulmuş kağıtlar eşliğinde önce çekmece seçmeye,sonra kulbunu seçmeye ,onrada hamallar gibi arabaya yükleme yapmaya gittik.

tamam artık satın alıcaz dediğimiz sırada bizi yassı kutular adını verdikleri depo alanına yolladılar. elimizdeki kağıtlara bakarak bilmem kaçtaki reyonun bilmem kaçıncı rafına gidip bilmem kaçıncı numaralı kutuyu çekip çıkartıcakmışız.

depoya indik ve tabiiki herşey iyice karıştı. bi elemandan yardım istedik o da bizimle ilgilendi die tam seviniorken satın alıcağımız kutuların boyunun iki metreyi geçmesi akılda başka sorular uyandırdı.ikeada hazır edevatların dışında alıcağınız herşey para demek.

bu uzunlukta normal hususi arabaya bile sığmıcak yassı kutuları hangi mantığın yaptırdığını size söyliyim. bu kutu arabaya sığamıcağına göre sizde ikeanın nakliye bölümüne gidip paşa paşa 5 adet kutuya kadar 35 ytl,5 kutu üstünede kutu bşına 10 ytl ödiceksiniz.zaten sadece bi parça eşya alsanız bile 2 kutu. sonra zaten nakliyeyi isteme saati gibi bi lüksünüz yok. onlar hangi saati uygun görürse sizi arıolar.eğerki onlara dersenizki ben 4 gün sonra istiorum fln onlarda size diolarki hoop durun bakalım 48 saate kadar depo ücretsiz ama 48 saatten sonra ücretli. bitmedii. eğerki otuduğunuz kat 4 ve üzeri ise ve bunca yükseklikte oturupta bi de üstüne asansörünüzde yoksa katınıza kadar taşıma parasıda ayrıyeten ödiceksiniz.buda yüksek katta ve asansörsüz apartmanda oturmanın cezası:)

şaka gibi dimi.

evimiz 3 oda bi salon. her birini zevkle ve keyifle döşedik.fakat iş ikeadan oturma odasına uyduruk bi tv ünitesi ve kitaplık cd lik almaya gelince en az tüm evi döşemiş kadar yorulduk ve yıprandık.

isveç ithal ürünlerini ucuza satıyoruz mantalitesi altında ucu sivri kocaman bi kazık yatıo haberiniz ola.onun dışında yekpare şeyler almak içinse oldukça ideal bi mekan.

ordan bukadar yıpranmış bi vaziyette çıkınca haliyle kendimizi bi taksinin kollarına atmak istedik.tam taksiyi çevirdiğimiz anda başımızda bi adam belirdi ve söylenmeye başladı.

vay efendim ikeanın taksi servisi varmış sonra eşyalarımız kayboluomuş da onlardan sormucakmışız o karışmazmış kaybolsunda görürmüşüz...

aman allahım diye resmen kaçtık sevgilimle. zaten ehlikeyf olan sevgilimi iyice çığrından çıkardılar. bana söylemesede sanırım içinde bidaha oraya gitmemeye yemin etti:)


21 Mayıs 2008 Çarşamba

diet diet diet diet diet die di d .........................................


ucunu sımsıkı tuttuğum bir diet gününden yazıorum.hayatım ikiye bölünmüştür benim yıllardır.diet yaptığım günler ve yapmadığım günler olmak üzere.dolayısıyla giysi dolabımda ikiye ayrılır.hatta nerdeyse 3e.
eğer diette diilsem lezzetli bi yemeği,tatlıyı, yada herhangi bişeyi son kalorisine kadar yer bitiririm. yani aklımda şu olmaz:
mesela bi iskender geldi önüme ve ben diette diilim.üstüne koyucakları tereyağı geri çevirmem.neden? çünkü zaten diette dilimdir.hani nasıl olsa kalorili bişi yiyorum bari yağından kısıyım mantalitesi bana uzaktır.veyahut çekmecemde ıvır kıvır cinsinden bişiler varsa mesela bi paket bisküviyi açtıysam ve o şey tamda dişime göreyse sonuna kadar bitirmeden asla rahatlamam.yiyimki gözüm görmesin aklımda kalmasın..aklımda durucağına midemde durmasıdır tek tercihim...
ama olaki diete girdim... bu sefer durum tam aksine döner.ağzıma gram kalori sokmaktan korkarım ve bin pişman olurum. eğer yersem.marketin raflarındaki en yağsız kalorisiz olan yiyeceklere bakarım.ve olabildiğince az yerim.
uzun zamandır diet olayından uzak kalıp bu aradada sigarayı bırakınca her türk vatandaşı gibi kendimi yemeye vurdum,vurmuştum...elimin altında her daim beni oyalıcak bişiler vardı.sakızı bile günde bi kutu çiğniodum.tadı bitince atıp yerine yenisini çiğniodum.ve bi gün bi baktımki kocaman duba gibi bişi olmuşum hemde tamda evlenme arafesinde.aman yarabbim bi kaç hafta sonra gelinlik provalarına başlıcak olan kim? tabiiki ben...off fln derken nihayet rejime başladım.
kararlıyım, istikrarlıyım.ilk zamanlar sıkı, sonrasında daha katlanılır bi dietle devam edicem ve açıkcası aldığım kilolardan dolayı kendimi kalorisiz besinlerle cezalandırıcam.
durum bumudur? budur...

14 Mayıs 2008 Çarşamba

kuş yuvadan uçmaya hazırlanırken..


herşey evlilik tarihimizi süpriz bi şekilde temmuz ayına almamızla başladı.o günden beri hem bizde hem çevremizde bir koşuşturmacadır bi telaştır gidio.okadar uzun zaman olduki neler yaptım neler yaşadım bir bir anlatmak çok güç gelio herzamanki gibi.


Allah izin verirse sevgilimle temmuzun 12 sinde dünya evine giricez.nikah günümüzü almamızın hemen akabinindede son gaz hazırlıklara başladık.çoktandır baktığımız mobilyacılar arasında ciddi bi eleme yaptık ve sonundada bazılarında karar kıldık.


piyasada çok garip modeller varmış gezdikde öğrenio insan.biz daha çok minimalist çizgileri olan sade ve rahat modellere yöneldik.bunun için bi çok yer gezdik en pahalısınıda gördük en ucuzunuda ve nihayet sonunda tüm salon takımımızı aldık.


ardından lcd televizyonumuzu, buzdolabımızı ve en çok sevdiğim nokta budurki balayı tatilimizide satın aldık.diğer beyaz eşyalar zaten evimizde var.


şimdilik aldığımız bi çok şey deposunda duruo.bir ay kadar sonra evimize yerleşmek üzere yola çıkıcaklar.önümüzdeki günlerdede yatak odamız ve oturma odamız için maskodaki beğendiğimiz yere gidicez satın almak için.


balayımızıda çoluk çocuğun pek olmadığı kalabalık otel görüntüsünden uzak sakin, dingin bi yer olan butik otel Bodrum Fuga Fine Times a gitmeye karar verdik bir haftalığına.kalan diğer haftamızıda istanbulda evimizde geçiricez.belki kısa bi turda yapabiliriz elbette.


tüm bunların öncesinde işyerimiz küçülme kararı alarak başka bi semte taşındı.evime uzaklaşmış olsamda işimin daha yaşanılabilir ve katlanılabilir bi semtte bulunması bi parça beni mutlu edio.mesela en basitinden yemek sepetinden yemek sipariş verebildim az önce.

taşınma işi zor ve meşakkatli.bisürü ayrıntısı var.2 hafta kadar internetimiz yoktu.benim gibi tüm işi internetle olan biri mecburen bu süre boyunca anlamsızca işyerinde vakit geçirdi.en azından elimdeki benim adım kırmızı adlı kitabımı bitirmeme ve ondan sonrada bir geyşanın anıları adlı kalın bi kitabımı bitirebilmeme yaradı bu olay.


işle alakalı nihayet bi çok şey oturdu yerine.patronumla geçenlerde evliliğimle alakalı konuştuk. evlenince oturucağım ev ile işim arası baya uzak.evli bi kadın olarak biraz daha işten erken çıkmayı ve cumartesi çalışmamayı teklif ettim kendisine. eğer kabul ederse ki etmesini istiorum düzenimi bozmayı pek istemiorum(her ne kadar sevgilim burda çalışmak istemediğimi düşünse bile).alıştığım bi yerden gitmek başka bi yerde yeni bi düzene adapte olmak fikri çok sıkıcı gelio.

ama işler malum kötü.adam ithalata devam etmek istemezse beni gözden çıkartabilir.hakkımda hayırlısı olur dilerim...


geçen haftasonuda anneler günü vesilesiyle floryadaki KASABA RESTAURANT a rezervasyon yaptırmıştım.sevgilimle birlikte annelerimizde alıp güzel bi yemek yedik.yemekten sonrada anneler kendi aralarında bizde kendi aramızda konuşarak yürüyüş yaptık sahilde.


hayatımızın merkezi şu aralar olması gerektiği gibi evlilik.planlı ve programlı hareket etmeye çabalıoruzki herşey yetişsin. bazı ufak tefek detayları ve eksikleri daha geniş zamanlara bırakıcaz elbette ama ana parçalarını koymak zorundayız bizi bekleyen bu büyük puzzle ın.


arada nasıl yapcam nasıl edicem aman allahım evleniorumlara düşmüo diilim.düzen oturtmakta zorlanıcağımı hissediorum evimle işim arasında yada değişen yaşamım hakkında.aslında ne büyük bi sorumluluğun altına imza attığımızında farkındayım ama hayatta herşey koca bi risk.elini taşın altına koymadan bilemio göremio insan geleceği.önemli olanda elini taşın altına koymak diil belkide asıl mühim olan taşın eline zarar verip vermediği.

şu aralar daha sakinleşmiş olsakda bi ara sevgilimle gerildiğimiz, inişlerimizin çıkışlarımızın birbirini tutmadığı dönemlerde geçirmedik diil.ama bundan daha doğal ne varki. yeni ve bambaşka bi hayata geçiş yapıcaz kısa bi süre sonra ve ortak sıkıntıların yanında kendi içsel sorunlarımızlada başetmek zorundayız.

işlerimizin büyük bir kısmını hallettik.inşallah bundan sonrasıda bööle istediğimiz gibi olur...
herkese mutluluklar....


3 Mayıs 2008 Cumartesi

evleniyoruz...

12 TEMMUZ 18,00 DA O ÇOK İSTEDİĞİMİZ HAYATA ADIM ATIYORUZ...MUTLUYUZ HEMDE ÇOK:)