22 Şubat 2007 Perşembe

kısa kısa

şimdi biz bigün yazlıktayız.akşam olmuş dışarıya yürüyüşe çıkmışız.dünyalar tatlısı kuzenim var benim adı esin.kendisine para verdim ozaman nekadardı hatırlamıorum ama 20milyonmu 10 milyonmu artık her neyse.dedimki hadi biz gidiyoruz sen al şu parayı bize çekirdek al.gittiğimiz kafede çıtlatırız manasıyla.neyse o gitti çekirdek almaya biz gittik kafeye.aradan zaman geçti bi baktım elinde koskocaman bi kesekağıdıyla bizim kız geliyo.kesekağıdı gerçekten dev boyutlarda hani şu manavlarda meyve koyulan kesekağıtları büyüklüğünde ve ağzı burnuna çekirdek dolu.biz boğulduk kahkahalara.bzim kız nekadar para verdiysem hepsiyle almış çekirdek.e tabii onca çekirdği yiyemedik.kafedeki herkese dağıttık yetmezmiş gibi yoldaki birinede verdik.çok komikti halimiz.aşıktı sanırım ozamanlar ve aklı bi karış havadaydı galiba.yoksa kim 3kişiye bi kilo çekirdek alıp gelirki:)) diğmi ama..eminim bunu okuduğunda bi yorumu olucaktır.yoksa bile buradan kendisini yorum yapmaya davet ediyorum.canıma kocaman öpücüklerrrrrrrr..


bi de az önce kankim anlattı.şimdi mustafa topaloğluna mikrofon uzatmışlar.o da demişki:ya bence bülent ersoy bizi yurt dışında çok iyi temsil ederdi ama önünü kestiler yağuvvv diye

ben güldüm sizde gülün istedim bu ince nüanslı esprili kişiliğe
puhahhahahhahahahahhahh

güzel bir gün

günaydıııınnn...harika bi hava var dışarıda.hani insanı isyana tahrik eden cinsten.bahar öyle böyle derken geliyo artık.zeynep sürekli aynı şarkıları dinliyo ve bu beni ciddi anlamda bayıyo.2haftadır durmadan zeki müren dinledi.bu aralardada kafasında bi şarkı belirliyo ve durmadan kusturana kadar onu dinlyo ve bunu yaparken oturduğu yerde yaşlanmış ve delirmiş kadınlar gibi sallanıyo.sanırım depresyona girmesine ramak kaldı.
canım bu aralar hiiiiiç çalışmak istemiyo.istmediği gibi sürekli olarak sevgilimle olmak istiyo.aylaklığı özledim.ev gezmelerine, sabah kahvaltılarına gitmeyi, geç uyanabilmeyi ve geç yatabilmeyi, spor yapmayı, uzun uzun kitap okuyabilmeyi, yorgunluktan bayılmadan
yemek yapabilmeyi,saçmasapan türk filmlerini izlemeyi sahaflarda ve eski kitapçıların arasında vakit sıkıntısı çekmeden gezinebilmeyi,biyerlere yetişme telaşından sıyrılmış bi yaşamı daha steril, daha kendimin kontrol edebildiği bi yaşamı özlüyorum.zeyneple bi sözümüz var.bu işyerinden beraber ayrılıcaz diye.ve onun bi süre daha burda çalışması gerek.maddi olanaklardan dolayı.kendisi özel üniversiteye gidiyo aynı zamanda.ve parasınıda kendi veriyo.bi sene daha burdayız kısacası.ama işte bu aralar içimden gerçekten hiçbişey yapmak gelmiyo.sevgilimide özledim.bu aralar birbirimize olan düşkünlüğümüz ayyuka çıkmış durumda.sürekli olarak birbirimizi özlediğimizi söyleyip aşkımızın nekadarda farklı olduğunu konuşuyoruz.başkalarının ilşkilerinden farklı bi ilşki yaşamak insanı özel kılıyo.bunun için şükrediyorum.başka yerlerde başka bi kişi olmalıydım..ama diilim bu acıtıyo hemde çoookk

21 Şubat 2007 Çarşamba

enough

bu dünyayı sadece kendileri ve kendi sorunlarından ibaret sanan insanlar.hep sen arıcaksın hep sen sorucaksın sen ilgileniceksin.mazallah uzunca bi süre arayıp sormazsan hayatta noldu arkadaşım nasılsın diye soran olmaz şu hayatta.tek dertleri kendileridir.sanırlarki bi tek onlar yaşıo şu koca dünyada.ama şaşırmıyorum.bu bakalım ne zaman laf sokucak diye beklediğim bi durumdu ve nihayet oldu.sende tuubaa.kalkıp kıza nezamandı düğün diye sorarak iyice tahrik ettin ama.dostluğu bukadar amatörce yaşayan ve profesyonelliğin kenarından ble geçmicek insanların benim hayatımda ne işi var bilmiyorum.hayat zaten böyledir.birden yaptığın yanında olduğun destek verdiğin her durum yada olay rafın en tozlu yerine futursuzca ve arkasına bakılmaksızın kaldırılır.herşey unutulur yok sayılır ve bi arkadaşın hali hatrı sorulmaksızın direk olarak saldırıya geçilir.hayat bu....yeni dünya düzeninin bi parçasıda bu...ve işin en ama en boktan kısmı nedir biliomusun?bunun sebebi olarak tamamen hayatımda birinin bulunması.hayatıma birini dahil etmiş olmam ve hemen akabinindede görmemişler gibi buldumcuklar gibi daha önce hayatımda varolan insanları (sözümona)unutmam.sebep ve vardıkları sonuç ilşkisi tamamen budur.bundan adım gibi eminim...
ama umursamıyorum.buraya bunu konu olarak girmiş olmam tamamen eşzamanlı bişey olduğundandır.evet kızgınım ama bi okadarda rahat.bukadar benmerkezcilik yeter artık.bi çemberin içinde geçmiyo hayat.sen sıkıntıdasın diye durmuyo zaman artık bunu kabul et.biraz o kendi menfaatlerinden oluşmuş çemberin dışına sız ve etrafına at gözlüklerinden kurtularak bikez daha iyice bak.saygısız kaba ve hoyratça eleştirdiğin sövdüğün insan kim?tekrar gözden geçir.hepimiz sadece sen mutlu ol diye seferber omalıydık halbuki.sen kendini iyi hisset bu bize yeterdi oysaki.benim derdim benim hissettiklerim sevinçlerim hüzünlerim paylaşmak istediklerim o hiç gelmicek olan baharı bekler nasılsa...hangi baharsa artık...üzgünüm benim beklicek zamanım ve beklicek takadim yok.bi hiç uğruna hayatımı ertelediğimde elimde kalan koskoca bi hiçti.ve ben arayıp sorduğumda ilgilendiğimde ---iyi insan---bi süre kenara çekildiğimde ilgi beklediğimde ---kötü insan--- diye nitelendirilmekten bıktım.ben büyüdüm ve artık çok fazla şeyin ayrımına varabilicek kapasitedeyim.hayat aldım verdim ben seni yendimlerden ibaret bi
oyun diil.çok değer verdiğin arkadaşına söylenmek yerine çok merak ediyosun ya hani ööle diosun ve bunun arkasına saklanarak beni aşağılıosun ya.bırak allahaşkına.tek derdin kendinsin işte .başıda sonuda bu.egon doruklara tırmanmış.kendin ulaşamadığın zamanlarda çevrendekiler tırmansın istiyosun.olduuuuu... başka derdin başka taan başka bi isteğin varmı haşmet mahabın kızı....yeter artık..sıkıldım sendende hayatındada sürekli şikayet eden memnuniyetsiz halindende aşağılık komplekslerindende.bıktım anlıyomusun....anlıyomusun

18 Şubat 2007 Pazar

mutluluktan başım 360+5 derece dönüooo


aman allahım.bu nasıl güzel nasıl güzel bi geceydi.güzel günler arşivimde hep en üst raflarda durucak bi gece.hangi birinden bahsediyim.sevgilime kavuşmuşluğun verdiği büyük mutluluktanmı,başbaşa yenen romantik,muhteşem bi akşam yemeği ve devamındanmı,bana aldığı pırlanta kolyenin benim için taşıdığı anlamımı,el ele dizdize duruşumuzun bize verdiği mutluluğumu,beyoğlundaki o muhteşem gezintiyimi,pazar günü özlemden çektiğimiz acıyımı....söyle blog sana neyi anlatıyım.
bazen durup düşünüyorum yok yaa diyorum hayatın mutluluk kısmından bukadar payda alıyo olmam sadece bi rüya herhalde.sonra sevgilim bana bi dokunuo kendime geliyorum yüzünü ellerimin arasına alıyorum ve içim hayır diyo hepsi ama hepsi gerçek...
çok güzel bi kavuşma anından sonra hemen yakınlardaki gloriada kısa bi hasret giderme operasyonuna geçtik.ve hemen akabinindede beyoğluna cidden çok beğendiğim ve daha önce hiç gitmediğim bi mekana götürdü sevgilim bizi.360...enfes panaromik bi manzara.cidden tüm özellikleri,kalitesi,ortamı paylaştığın insanlardan, yediğin yemeği servis edenlere dek herşey son derece özenli ve güzeldi.2saat boyunca restaurant bölümünde takıldıktan sonra bar kısmına geçtikki bu kısım daha güzeldi çünkü karşılıklı oturmaktansa yanyana dizdize oturmayı tecih edenlerdeniz ikimizde. içiceklerimizle birlikte güzel bi geceyi noktalamadan önce beyoğlunda çiseleyen yağmurun altında uzun bi yürüyüş sevgilimin bana pamuk şeker alışı bi kuytuya kaçıp uzun uzun sarılışımız,beni eve bırakışı derken uyurken tebessüm eden gözlermizle derin ama çook güzel bi uykuya dalışımız.
herşey için çok teşekkürler sevgilim..her nekadar bu blogtan haberin olmasada ve okuyamıcak olsanda en derin ve içten teşekkürlerimi bildirmek isterim ve sana iyiki varsın derim,,,,,iyiki varsın..:)


18.02.2007

17 Şubat 2007 Cumartesi

haftasonu gelmişmiş

bu haftasonu kocaman bi boş zaman dilimi(4saat kadar) yaratıp klasik olmaya aday 2 filmi izlicez.BEFORE SUNSET---BEFORE SUNRISE.biliosunuz 2 film birbirinin devamı ve gerçek zamanlı 7yıl geçmiş durumda ikisi arasında.ethan hawke'ın aslında çirkin olduğuna karar verdim mesela.şimdiki hali taş gibi mübarek gençken pek bi bebetoymuş beah!!!!
sevgilim dün akşam itibariyle kısa süreliğine yerleşik hayata geçmiş durumda.kendisi mobil bi hayat sürmek durumunda işinden ötürü.haftasonları gerçek yuvasına gelio.istanbula yani.bu akşam için başbaşa bi
yemek rezervasyonu yaptırmış.kutlayamadığımız sevgililer günü ve özlemimizi giderebilmenin en dahiyane yolu.başbaşa yapılan tüm eylemler.cidden çok ama çok özledim onu.bu arada kime bu akşam başbaşa yemeğe çıkıcaz desem herkesn aynı şeyi söylüo.bana evlenme teklifi ediceğini yani.ben bu konuya çok fazla ihtimal vermiorum çünkü daha 4buçuk aydır birlikteyiz.ve benim bu konuda acele etmek istemediğimi bilio.başımdan geçen bi söz atma meseleside cabası zaten.biraz tırsıyorum açıkcası.ama bi okadarda onunla hayatımı birleştirmek istiorum.yani hiçbizaman bukadar içten bu duyguyu istediğimi hatırlamıyorum.neysee...bu akşam olan bitern atraksyonları yarın sana iletirim artık sevgili blogcum.....

16 Şubat 2007 Cuma

peynirssssss


bi insan evladı en fazla nekadar peynir tüketebilir.ben artık bu sorunun cevabını bilmiorum.çünkü yedikçe yiyesim gelen bi peynir arzusu var bu aralar içimde.ciddi bi kalsiyum ihtiyacımmı var bilmiorum.aranızda sorumun cevabını bilen varsa şayet lütfen yazsın.BENİM NEYİM VAAAAAAARRR?
neden bukadar çok peynir yiyorum ve yedikçe dahada çok yiyorum.çiğ çiğ hiçbişi eklemeden yanına bi baton kaşarı yiyesim geliyo.yada bıçakla bi kalıp beyaz peyniri kemire kemire yiyesim.utanmasam cidden işyerine alıcam bi baton kaşar habire durmadan ısırp yicem.okadar canım çekio yani anlatamam.teyzem hamileyken istavritleri çiğ çiğ ısırıp
yemek istermiş.hadi o hamile.peki ben nie böleyim.akşam yemeklerinin yanında bile peynir tabağım olsun diyorum ve işin komiği yiyorumda.misal dün karnıbahar yanında peynir yedim.durduramıorum kendimi yaa.alla allaaaaaaa..şimdi işteyim.ayşe abla bi güzellik yaptı peynir ekmek getirdi zeyneple bana.oturduğum yerde eve gidince peynir yeme hayali kuruorum.yada kilerden kurabiyeler için bal alırken yanında bazı peynir çeşitleride alıyım diye düşünüorum.sapıttım ben.az önce deviantarta ve google grafiğe cheese diye yazdım.çıkan resimlerle avunmaya çabalıorum.şu yukardaki resimde çok sevdiğim bi blog olan www.evcini.com dan alınma.nasıl hayal dünyasına kaçırdı gitti beni bi bilseniz.heryerde çeşit çeşit peynirin olduğu bi cennet varsa beni oraya ışınlayıverin bi zahmet.
peynir çeşitleri(aklımıza gelenler)
TOP 6
beyaz peynir(KENDİSİNİ ÇOOOOOOOOK SEVERİZ.O YOKSA KAHVALTIDAYOKTUR)
taze kaşar peynir(OLMAZSA OLMAZLARIMIZDAN AMA BEYAZ PEYNİRİ GEÇEMEZ)
eski kaşar(ESKİDEN BİR DİLİMİ İÇİN SAĞ KOLUMU VEREBİLİCEĞİM PEYNİR ÇEŞİDİ)
hellim peyniri(İŞTE YİNE UĞRUNDA ÖLÜNESİ Bİ PEYNİR.KIZARTMASI ENFES OLUO ÜSTADIMMM)

krem peynir(ÇUBUK KRAKERİN MİDEYE GİDEN YOLUNDAKİ KANKİSİ)
labne(PASTA,,,,PASTA,,,TİRAMİSU)
karper peynir(AYYYY NE CİCİ NE UFAK BİŞİ BU.FAZLA KALORİSİDE YOKTUR 5-6 TANE YİYİM DEDİĞİM PEYNİR)
İŞTE BÖÖLE SEVGİLİ BLOG.Bİ PEYNİR RAHATSIZLIĞINA DÜŞTÜMKİ DÜŞMAN BAŞINA DOST BAŞINA.EFENDİM HUZURLARINIZDAN AYRILIRKEN,SİZLERE ESENLİKLER DİLER BOL PEYNİR ÇEŞİTLİ GÜNLER DİLERİM..
SAYGILAR....

15 Şubat 2007 Perşembe

düşüncelerimi boğaza bıraksam,,,,ve boğsam aklımı


ara dı ğınız nummara meş gul...

ara dı ğınız nummara meş gul...

ara dı ğınız nummara meş gul...

aslında telefonda dahil olmak üzere tüm telekominikasyon araçlarının en önemli işlevi zaman kazandırmasıdır.diğmi?ama maalesef artık bu olay tam tersine dönmüş durumda.ne internet ne telefon hiçbiri daha hızlı çalışmamızı sağlayamıyor...şu anda ulaşmaya çalıştığım bi bankanın yarım saattir müşterisi pozisyonundayım.bi elimde telefon diğeriyle yazıorum.çok sıkıldım.açılmayan telefonlardanhabire biyerlere aktarılmaktan cidden bunaldım.şu lanet telefonun sesinden rahatsız olupta açma cürretini gösterebilicek bi şahısla karşılaşırsam şayettüm kinimi kızgınlığımı kusmak,çaldıkları zamanımın acısını ölesiye çıkarmak istiorum.sorucağım tek bi soruya karşılık toplamda 45 dakika bekleme.tek elle nekadar klavyeye hakim olabilirim.arada telefonuomzumla kulak arasına sıkıştırmaktan kaynaklanan boyun ağrısı,ilgilenmeyen banka çalışanlarının homurtulu konuşmalarıve içlerinden küfür edişlerini duyuyo oluşun.bazen bedenim bu ağırlığı kaldıramıyor..offfffff
uyuz oluyorum.neyemi?msne bütün gün girmeyip girer girmez hiç aksatmadansana yazan tiplere.ya bi insan msnini açar açmaz sana yazarmı?nedir yani bunun anlamı.danamısın yaa...bunu insan bi tek sevgilisine yapar.aramızdaki nedirki yani açar açmaz zart diye yazıp beni seninle ilgilendirme mecburiyetinde bırakıosun.yazmıcam işte!!!!offfffffffffffff
bilemiyorum sizinde içinizde herdaim cebinde silah taşıyan bi kişilik varmı.benim içimde yaşattığım bisürü tuğbadan birinin eli hep tetikte.öyleki bişey olduğunda çıkarıp tabancasını vurucak adamı alnının ortasından.eskiden şiddete başvuran insanların hep sakat bi yanı olduğu düşünülürdü,düşünürdük.oyda şimdi okadar geçerli sebebimiz varki buna başvurabilmek için.hepimizin ciddi mazeretleri var artık.ve hepimizin içindeki o şiddet yanlısı adam kadınartık herneyse.hergün daha sabırlı davranmalıyım daha sakin olmalıyım diye başlıorum güne.ve umutlanıo içim.bugün güzel geçicek diyorum.ama yok işte bugünün bir diğer günden farkı.hatta bazen daha kötü.içimdeki o kötü adamdışarı çıktı artık.silahıyla beraber cebimde yaşıo.birisi beni uyuz ettiğinde şiddetli bi arzu ile çıkarıp onu vurmak istiyo.elimde diil istiyo.........offfffffffffffff

14 Şubat 2007 Çarşamba

LALELERİM VE BEN


bugün sevgililer günü



sevgilimden gelen bu günde alabiliceğim en harika hediyie.enfes laleler.gerçekten hisliyim bugün.hayatımda sahip olabiliceğim en harika şey kendisi zaten.ona sahip olmak benim için çok değerli bi hediye.ve özel biri olduğunu banada hissettirerek kanıtlamış oldu yine ve tekrar.çok mutluyum ama çiçeklerden dolayı diil.bu çiçekleri bana gönderen sevgilimden dolayı.
iyiki sevmişim seni,iyiki varsın ve iyiki hayatımdasın.
SENİ ÇOK SEVİYORUMMMMMMMMMMMM...

13 Şubat 2007 Salı

NOT FOUND NOT FOUND n-o-t-f-o-u-n-d



ahaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa..kahrolası internet bok gibi çalışıosun işte.
kusucam şimdiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii

12 Şubat 2007 Pazartesi

OKUYALIM OKUDUĞUMUZU UYGULAYALIM



şimdi size leziz bi tavsiyem var.bi adet sade cafe crown alınır.sıcak suyla birbirine karıştırılır.beklemek üzere kenara koyulur.lakin granül kalhveler çok sıcak içilmez,içilmemelidir.ve bu esnada kendisine yarenlik etme lütfunu verdiğimiz bir paket yani 56 gramlık ülker başak çikolatalı adlı bisküviyi açarak ve kahvemizide yanımıza alarak bir yudum kahve bir ısırık ülker başak şeklinde hayatımıza devam edioruz.taakiii her ikisininde dibini görene kadar.sakın ama sakın ikisinden birini yarım bırakmayın.ben bırakır gibi oldumda mazallah çok ağladı arkamdan.benide ye benideee benide yeeeeeeeeee diye.bende yedim:)bu üstelik benden size sölemesi bu nefis şey tam tamına 257 kaloricik:)hadi yine iyisiniz!!
oh çok şükür!!!!

11 Şubat 2007 Pazar

param yok pulum yok malım mülküm olmasın ziyanı yok...


Kalabalık,yol çalışması,trafik,asvalt düzenlemeleri,gs maçı ve diğer tüm olumsuz faktörler deliler gibi alışveriş yapmamıza maalesef engel olamadı syn dinleyiciler.güneşli tarafından gelen poyrazın etkisiyle eyüpten gelen karayel keşişlemenin şiddetli birleşimi ile sapkın ruhlarımız alışveriş esnasında ortaya çıkarak kendilerini kıyafet adı verilen kumaş parçalarıyla ihya etmiş bulunmaktalar.bunlar hem yağdılar hem gürlediler.sonuç:ay sonu gelmeden boşalan cüzdan,ödenmesi gereken ama olmayan paradan dolayı asgarisini ödemek zorunda kalan iki zavallı haşere(biz)…ama inan bana sevgili günlük hiç mühim diil.çünkü canım sağolsun yağuuuuuvvv.:)işin en güzel kısmı şu ki;ben pazarlardan nefret ederim bu sayede süper bi Pazar gününe sahip olmuş oldum.hem bu arada boş durmadım sevgili blog.sevgilimide son kez gördüm sarıldım öptüm kokladım….son dediysek cumartesiye kadar aaaaaaaaaaa.
Yalnız bazı (alışkanlıkmı sapıklıkmı artık adı her neyse) huylarımız ortaya çıktı.şimdi biz manyaklar gibi sanki hiç başka restaurant yokmuş gibi taksime her gittiğimizde sevgilimlede olsa başka arkadaşımlada olsa gider mutlaka dilekte
yemek yeriz.esrayla karnımız acıktı ne yiyelim diye düşünürken cevahirden çıktık ordan profiloya giderken dileğin başka şubesini gördük ve sanki, kırk yıllık ahbabımızı görmüş gibi sevindik.hayır onca güzel yemek yenicek mekan varken neden ille dilek.bundan sonra söz verdim kendime gitmicem uzunca bisüre dileğe.sende şahit ol artık.
Neyse bisürü güzel alışverişin yanında sevgilimede hep siyah gömlek giy giy giy noolur giy diye yalvarırken aklıma siyah gömlek alma fikri geldi.kendisi tutkulu bi yaratık olduğu için (kısaca ben kaliteli giyimden hoşlanıo diyim siz tiki diyin)efendim vakkoda siyah gömlek aradım.ewt yanlış duymadınız vakkoda.w dahil vakkoları gezdim siyah gömlek kıtlığı gelmiş gibi bulamadım.bitanesinde buldum ki içeriye girdim reyona yaklaştım.tek bir adet siyah gömlek öölecene bana bakıodu.yanına gittim,usulca uzandım..ve ewwttt amacıma ulaşmış buldum kendimi.oooo artık beniiiiiimmmm.çok mutlu oldum ama işin garibi şu ki herkes yasa bürünmüş gibi siyah kravatta yok yani kalmamış,siyahlı kol düğmeside yok.kısaca siyaha dair hiçbişi yok.neyse bu sevgililer gününde benim için çok özel olan bi hediye ile noktalıorum.şık bir kol düğmesi.mutlu bir izdivac yaparken taksın istiyorum.ve işte siyah gömlek aldım ama asıl hediyem kol düğmesi.gömleği başka zamanmı vermeliyim.çünkü bi de kalpli kurabiyelerde yapıp ayrı bi kutuya koycam.neyse o gün gelince bakarız artık.işte böle sevgili günlük.hayat bir dipsiz kuyu dön döne döne dönnnnn.
Placebo açın syn dinleyiciler….sleeping with ghosts….hadi şimdilik eyvallahhhhhh.

gügünayyydıııınnnn

hmmmm sabah olmuş.bugün pazar.uyuyabildiğim yegane gün.bi sağa bi sola hooopp olmadı bidaa sağa derken gözler foraaaaaaaaaaa...GÜNAYDDDDDIIIIINNNN....
penceremi açtım az önce içeri güzel taze sokak kokusu girsin diye.ama maalesefki is ve duman kokusundan başka bişi girmedi.bugün puslu bi hava mevcut.esraya msj çektim hoopp aloooo uyandıysan bi ara kızım ya.cevahir yapalım bugün ordan sosyete pazarı ordanda profilo felan nee diye.aradı az evvel.bak 3adet msjım var kanka.biri senden diğeri semih diğeride cihan.ama ben naaptm? ilk önce seninkini açtım dedi.ve sözleştik.saat 1buçukta buluşucaz inşallah.
sevgilimin şube teftişi belirlendi.çorluya gidicek.eh bunca kötü seçeneği gözönünde bulundurursak çorlu bizden 3kat daha fazla bonus kazanıo syn dinleyiciler.bu gece maçtan sonra pılısıı pırtısını toplayıp gidicek inşallah.ve ben onu tam bir hafta boyunca göremicem:(((napalım dayanıcaz destek olucaz.ha unutmadan ben onu çok seviyorum.itirazı olan? olmayan? aferiiiiinnn adam olun bakiiiiimmm:))

9 Şubat 2007 Cuma

sana dün bi tepeden bakamadım aziz istanbul .


İnsanın yüksekten bakmak gibi bi eğilimi var.biyerlere tepeden baktığımzda duyduğumuz heyecan anlatılamaz.insana sahiplik duygusu uyandırıo belki tüm şehir ayaklarımın altındaydı.baktıımm baktımmm baktımmm… inanılmazdı.tüm istanbul ayaklarımın altındaydı sanki…sevioruz biyerlere tepeden bakmayı.bu özelliğimizi bazen kontrol edemeyip insanlarada bi şehir manzarasına tepeden bakar gibi bakıoruz.
Küçümsemektir bunun diğer adı.aşağılamak, ezmek, üsün görmek artık adı her ne ise..bilmiorum bağlantısı varmıdır yüksek yerlerden bakmayı sevmekle insanlara tepeden bakma eğilimimizin.bi yazar demişki.ne garip!bi arkadaşımızın başını omzumuza koyup ağlaması nekadarda mutlu ediyor bizi.mutluluğumuz başkasının güçsüzlüğüne zavallığına bağlı…düşününce dahada ii anlam veriyorum.dostum yanıma gelip ağladığında kimi zaman üzgün olduğunda teselli bulmak için yanıma geliyo diye kimi zamanda bak benden daha kötü durumda olan insanlar var haline şükret gibilerinden düşüncelere kapılarak mutlu oluorum.bi parçamız hep bencil ve bencil kalıcak.egomuz ayyuka çıkmadan başına tasmasını geçirmek gerekio ki tepelere tırmanmaya başladığında ipleri elimde olsun.kontrol bende…bi karikatür geldi aklıma.iki kardeş yeni taşındıkları evdeki odalarında babalarıyla karşı karşıya durmaktadır.baba sorar: hmm hangizin ranzanın üstünde yatıcaksınız bakiim..büyük cevap verir.ben büyük olduğuma göre sanırım üstte yatmak benim hakkım.sıra küçüğe gelir.muhafazkar kesimin üyerlerinden olan babaya tüm uyanıklığıyla cevap verir.şeyy babacığım siz nasıl isterseniz lakin tabiiki allaha daha yakın olmak isterdim:) ve sorunun cevabı çözülmüştür.yukarıda tabiiki küçük kardeş yatacaktır.çünkü allaha yaknlığı söz konusudur.çok gülmüştüm bu karikatüre..artık o da diğer biçok şey gibi keyif vermio maalesef..
belkide saçmalıorum ama benim için bu durum sorun teşkil etmio.çünkü kendi sınırlarım içerisinde kimseye zarar vermeden istediğim gibi abuklaşabilirim.istersem küfürde edebilirim.burası benim mekanım ve atalarımızın dediği gibi her horoz kendi çöplüğünde öter ve ötecektirde.başkalarının düşünce yada yorumlarıyla dahi olsa alanıma sınırlarıma müdahale etme şansını hoşgörmüceğimden eminim.benim izin verdiklerim hariç elbette.
Az evvel işerimin nadide kısımlarından birinde bi sigara tüttürdüm.enfes olmayan bir İstanbul manzarasına karşıydı çıkarttığım dumanlar.sanki şehrin tüm kaosu tüm kiri pisliği çirkinliği lekesi çamuru kötüsü burada toplanmış gibi.dışarıya baktım.sonra yüzümü gökyüzüne çevirip bulutlara baktım.yukarısı dahada güzeldi.hava hiç olmaması gerektiği kadar bahar modunda.olması gerektiği kadarda soğuktan uzak.şayet üç aylık kış mevsimini bitirmiş olsaydık bukadar endişelenmezdim.şubat ayında bahar tazeliği.şaşkınlıktan başka bişey ifade etmio doğrusu…kendimi zamansız açan meyve ağacı çiçekleri gibi hissettim.üstümde baharın derin sarhoşluğu aklımda sevgilimle yaşıcağımız güzel günlerin planları..kısa ama güzel bi 5dakikaydı.5dakika için yazılan yarım saatlik bi yazı.5dakka yarım saate değer o haldeJ
Bu sene erik yiyemicez anlaşılan.düşününce içim ekşidi ağzım sulandı.eriksiz bi yaz nasıl geçer bilmiorum.ocakta şubatta yağmayan kar zamanını bekleyen erik ağçalarını bahar geldi hadi açın artık benden bukadar diye kandırır,gider martta don yapar buz yapar kar yapar.nolduğunu şaşıran canım erik ağaçları yine aldatılmanın verdiği hüzünle içine kapanır,kendine döner.küskünlüğünün bedeli olarakta bize erik vermekten vazgeçer haklı olarak.üzgünüm..eriksiz bi yaz bizi beklio.eriksiz ve durumlara bakılırsa kurak susuz bi yaz.

8 Şubat 2007 Perşembe

90 dakika 5400 saniye



üçü bir arada............kahvem yani...biraraya geldiklerinde bu kahve tadı gibi keyif verebilen kaç şey var hayatta.kahve+şeker+krema...
çok sıkıldım.zeynebin yanına gittim az evvel.milliyet sanat okuo.sanat kısmına geçemicek kadar ağır bi versiyondayım şu an.gözlerime birsürü küçük adamcıklar oturmuş.müthiş uykum var.bedenim hergün aynı saatte uykuya dalmak istio.anlatmaya çalışıorum yeterince güzelsin bu ne uykusu şimdi..
beniiii 7n bitirdin.beklediğimiz bişeylermi var bilmiorum.hep başka yerlerde olma isteği dürtüklermi adamı?.beni dürtüklüo valla.biliorum başka yerde olsam yine bi başka yer isticem gidebilmek için.istemediğim sevmediğim bi işle meşgul olmak...nereye kadar böle gidicek bilmiorum.bu kültürleriyle çakıştığımız insanlar bizi feci yoruo.ama dayanıorum dayanmalıyım.belli bi vakte kadar belki.biliorum canıma tek etse arkama bile bakmadan kaçıp gidebilirim rahatlıkla.amaan neyse.şikayet ettikçe gözümde büyüyo herşey. en iyisi sukunet sanırım.
kısa bi sükunet halinden sonra yine burdayım.sizde sinir oluomusunuz şu habire msnde düşen insanlara.habire oturum açan.birini kapayıp diğerini açanlara.habire yok efendim osman oturum açtı,mahmut oturum çevrimdışı oldu.sıçmaya giderken bile
haber vericek nerdeyse sevgili messengerımız.dıııt..hayriye koşar adımlarla tuvalete gitti de diyebilirler yakında.yada durumuma eklenebilir bu.işte banyodayım.küçük tuvaletimi yapmaya gittim ki siz düşünürsünüz azami 5dakkasını alır bu insanın. fln filan.
1buçuk saat var çıkışıma.90 dakika.5400 saniyeye karşılık gelio.geçermi eyyy blog.

7 Şubat 2007 Çarşamba

nice güzel yıllara

Yine bi doğumgünü ertesi ben ve ağrıyan başım ve uyuyan gözlerim başbaşayız.tanrımmm bugün nasıl biter.allahtan sakin bi gün. Yoksa…
Dün itibariyle sevgili kan kardeşimin doğumgünüydü.iyiki doğdun yaptık.e tabii iyiki doğduJ evdeydik.ama dışarıda kutladığımız yıllara nazaran yine bi okadar güzel yorucu ve komikti.herşeyin daha güzel olması ümidiyle günü bitirdik.ewt her şey daha güzel olucak.çok daha güzel hemde.
Açıkcası gecenin bi yarısı evi çınlatan kahkahalarımızdan bu senenin belkide daha az acılı geçmesi gerektiğini düşünüoruz hepimiz. umarım sandığımız gibi olur…
Günün 10 puanlık uzman sorusu:3-5 insan ki özellikle bayan… bir araya gelirse nolur
Cevap:dedikodu olurJ
Uzun zamandır böyle gülmemiştim dedirten iğrenç hikayelerin dışında mahallemizde bahsi geçen şahısların başına gelen olaylara kahkahalarla gülmemiz gerçekten içler acısıydı.sonuç itibariyle güzel bi gün ve geceydi.her günümüz böle geçsin dostum.
Nice güzel yıllara……..

ve gülümse şimdi


ve uğraşmak anlamsız
yüzündeki yabancı
her geçen saniye
bana daha yabancı
ve böyle olmasın
bildiğim gibi kalsan
her geçen saniye
dahada zorlaşmasın
ve gülümse şimdi.... gülümse şimdi... ve gülümse şimdi....
bebeğimmm....

5 Şubat 2007 Pazartesi

ömür çiçek kadar narin...



gözümüz saatte sözleştik hep
konuşur gibi dinledik, yarışır gibi çalıştık.
hep yetişicek bir yerler vardı
aranacak insanlar yapılıcak işler....
bi sonraki günün telaşı bi önceki günün terine bulaştı.
başkalarının hayatı bizimkini aştı...

kuşluk vakti kızarmış ekmek kokusu
ya da yavuklu busesi ile uyanma düşlerini
ha babam erteledik durduk.
henüz yirmili yaşlarda iken otuzlara kurduk saatin alarmını
otuzumuzda kırklara belki sonra ellilere...

lakin öyle karmaşık kurulmuştuki hayat,
kuşlukta uyanma fırsatı verildiğinde bize,
artık uyku girmez olmuştu gözlerimize
bol zamana kavuştuğumuz zamanda ise
hasret gidermek ve söyleşmek için
kimsecikleri göremiyoruz yanımızda.

büyük hayallerle sakladığımız bir sarı lira gibi ömrümüz
vakit gelip sandıktan çıkardığımızda
bir de bakıyoruz ki tedavülden kalkmış...................

4 Şubat 2007 Pazar

yara



yolda yürüyoduk.elimi tutuyordu.birden elim acıyo dedim.bi gün önce dolabımdan bişey çıkartırken elim kapağa sürtmüş ve sağ elimin işaret parmağının üstünün derisini sıyırıp geçmişti.derisi kalktğı için acıodu dokunulduğunda.noooldu diye sordu.anlattım.birden kendi sağ elini gösterdi.bak dedi.bende de aynısı var.anlattı.hikaye aynıydı.dolabından bişi alırken kapağı sağ elinin işaret parmağnın üstünü sıyırp geçmişti.yaralarımız bile aynıydı.aynı el aynı parmak ve aynı sebepten dolayı.farklı yerlerde farklı eşyalardan başımıza gelen bu olay beni çok şaşırttı.o an farkına varmasamda düşündüğümde her defasında şaşıyorum.birbirimizi bukadar çok sevişimize,bukdar çok hissedişimize hala çok şaşıyorum.ve biliorum hayatta hiçbişey tesadüf diil.bu da diil.sevgimizin doruğa tırmanışının bi başka versiyonu sadece.
güzel ellerin ellerimden hiç ayrılmasın.allahım seni her kötü şeyden korusun ve saklasın....seni çok seviyorum..