5 Şubat 2007 Pazartesi

ömür çiçek kadar narin...



gözümüz saatte sözleştik hep
konuşur gibi dinledik, yarışır gibi çalıştık.
hep yetişicek bir yerler vardı
aranacak insanlar yapılıcak işler....
bi sonraki günün telaşı bi önceki günün terine bulaştı.
başkalarının hayatı bizimkini aştı...

kuşluk vakti kızarmış ekmek kokusu
ya da yavuklu busesi ile uyanma düşlerini
ha babam erteledik durduk.
henüz yirmili yaşlarda iken otuzlara kurduk saatin alarmını
otuzumuzda kırklara belki sonra ellilere...

lakin öyle karmaşık kurulmuştuki hayat,
kuşlukta uyanma fırsatı verildiğinde bize,
artık uyku girmez olmuştu gözlerimize
bol zamana kavuştuğumuz zamanda ise
hasret gidermek ve söyleşmek için
kimsecikleri göremiyoruz yanımızda.

büyük hayallerle sakladığımız bir sarı lira gibi ömrümüz
vakit gelip sandıktan çıkardığımızda
bir de bakıyoruz ki tedavülden kalkmış...................

Hiç yorum yok: