20 Haziran 2007 Çarşamba

içimde çığ gibi büyüyen sıkıntının yanında sevgilimin gidişiyle artan bunaltan bıktıran günler içindeyim.dibe vurmuş gibi hissediorum kendimi.insan senede 2 defa depresyona girermiş sanırım doğru çünkü ben artık dayanamadım ve girdim şu depresyon denilen haleti ruhiyeye.
az uyumanın çok uyumanın güzel vakit geçirmenin mutlu olmanın istediğim eylemlerin hepsini yapmış olmanın dahi yetmediği günler bunlar.içimdeki herşey grift olmuş çözülmek istemeyen anlamsız soru işeretlerinden ibaret aslında.
kafam dağnık.gün ortasında patt diye uykum gelio.nefes alamıo gibi oluorum ki psikolojik eminim.canım kimseyle konuşmak yada tartışmak hele hele erkek muhabbeti yapan kızların içinde bulunmak hiç ama hiç istemio.
sevgilimi özledim...
aslında onu bu dönemimde can simidi olarak gören yine benim.1buçuk ay sonra tatile çıkıcaz ama ben bu süreyi gözümde dağ gibi yaptım kocaman oldu bu süreç.aşılması gereken koca bi tepe gibi.sonra kendimizi tepeden aşağıya bırakıcaz ama o gün hiç gelmicek gibi.
şu anki hislerimle tatilden sonra bu işyerine birdaha dönemem ayaklarım gitmez gibi gelio.öyle bi yılgınlık bıkkınlık işte bu.
bazen sabahları uayndığımda ağlıorum.hüngür şakır diil belki ama gözlerimden bikaç adet gözyaşı düşüo işte.bi mengenenin içindeymişim gibi.ne garip halbuki kötü giden hiç ama hiçbişey yok.sadece tatile ihtiyacım var.burdan uzaklaşmaya başka biyere sessiz biyere etrafımda istediğim sevdiğim insanların olduğu bi yere ki orası benim cennetim.
sevgilim karadeniz ereğlisinde.10.30 otobüsüyle gitti.4buçuk saatlik yol dedi teselli için ama dün farkettimki onun aramadığı her dakikayı benden dahada uzaklaşmış saydığım için daha bi kederlendim.bu dayanılması çok zor bi durum katlanmak dayanmak beklemek....her kelimenin anlamı ayrı ayrı ağırlık taşıo ve ben şu aralar bunu taşıyamıyacak kadar güçsüz ve düşkün hissediorum kendimi.
hafif beslenmeye devam ediorum dahada hafifleyebilmek için.ama sanırım bedenimden giden kiloların yanısıra ruhumda çok kilo kaybetti.ağırlığını yitirdi.ve sonuç olarak şuna vardım.yemek yemek düşünmeden sorunsuzca kalori hesabından uzakta yaşamak,çukulata,dondurma yiyebilmenin özgürlüğü insanı mutlu eden bişey.ve bunların hiçbirini yapamıo olmakta mutsuz edici.enteresan bi çelişki belki ama bedenimi formda görmek bana kendimi hem iyi hissettirio öte yandan kendimi kısıtlanmış kıstırılmış otlara mahkum insanı kendine getiricek yiyeceklerden uzakta yaşamaya mahkum ettiği içinde çok ama çok mutsuz.
hayatın bir numaralı altın kuralı şu:
1 tadı güzel olan herşey kalorilidir.
2 güzel olan herşey aynı zamanda pahalıdır.
mapazadaki en ama en pahalı giyeceği beğenebilme yeteneğine sahibim.en pahalı ayakkabı en kalorili pastayı seçmeyede yeteneğim var.
eskiden ne bulursam abur cubur adına herşeyi yerdim.2 aydan fazladır yemiorum ama buna rağmen gram oynamadan duruorum yerimde.kiloda vermiorum almıorumda.garip diğmi bedenim benle inatlaşıo ama ben ondan daha inatım.
aklıma pazar günümüz geldi.minderlerin üstünde yemek yiyişimiz.donjondaydık yine.rumeli hisarında.geç gittik kalabalıktı ama yinede çok güzeldi.cumartesi günüde ikimizinde sevdiği takip ettiği hatta hayran olduğu bi adamın Tarantinonun son filmi olan DEATH PROOF'a gittik.eğer tarantino severlerdenseniz hiiç şikayet etmeden filmi izler ve konusuna göre kendinizce yaa bu adam böle abi yaa yapmış yine işte ama kötü ama iyi diyip seyre dalarsınız.


tarantino filmlerinin belli bi hayran kitlesi vardır.iyide olsa kötüde olsa hatta dünyanın en boktan filmi dahi olsada yinede gidip izlersiniz.bizde o kesimlerdeniz.gittik ve seyrettik ve şahsen ben oldukça keyif aldım.
şunu ilave etmeliyimki filmin son sahnesinde ki tarantinonunda zamanında belirttiği üzere:şimdiye kadar en iyi araba sahnelerinden birini çektim.. demişti.cidden çok iyi bi araba sahnesi var.diğer araba sahnelerinden oldukça farklı.
aslında film sevgilimden dediği gibi tam bir kız filmi.neden yaş sınırı koyduklarınıda anlayabilmiş değilim doğrusu.Kurt Russell tam bir ayak fetişisti ve ayak gördüğünde dayanamıo(benim ayaklarımı görse kaçardı herhalde).filmde bol bol baldır göbek bacak ve ayak görüoruz.ve kucak dansı neymiş öğrenioruz:)
Kurt Russell bi dublör ve katil tipli bi arabası var.araba ciddi bi modif,ye operasyonundan sonra Kurt'unda dediği gibi ölüm geçirmez biçime gelio.bi grup kızı bu arabayla parçapinçik ettikten sonra başka bi baldırıçıplak grubuda gözüne kestirioki işte burda hata yaptığını anlıo.kadınların intikamı acı olurmuş.ölümle sonuçlanıcak bi intikam alıolar ama o sahneler bence çok heycanlı ve keyifliydi.
sevgilimden duyduğuma göre tüm o tehlikeli araba sahnelerinin hepsi gerçek çekimden oluşuo.herhangi bi pc katkısı olmadan ve üzerinde oynamadan.bu da filmi gözümüzde daha güzelleştirio.



Tarantinonun kankisi olan Robert Rodriguez'in devam niteliğini taşıyan ve başrolünde Bruce Wills'in oynadığı filmi de 20 temmuzda sinemalarda.onuda izlemeden olmaz elbette.


Hiç yorum yok: