20 Kasım 2007 Salı

ruhumun aydınlık istanbulun karanlık günleri

>

koşturmacalarla geçen bi yığın günden sonra yazmak zor gelio aslında.aklımda bisürü şey...bi türlü şu işi günlük yapmayı,hep sonraya ertelememeyi beceremiorum.ama bu arada diğer blogerları takip etmektende geri kalmıorum elbette.gözüme çarpan ilk şey ise herkesin ama herkesin çok yoğun olduğu.sık güncellenen siteler güncellenmez olmuş.herkesin bi işim gücüm var benim hali mevcut.bilemiorum belkide popülerlikle alakalıdır.yani herkes tarafından bilinip tüm listelere adlar yazılınca belkide daha fazla çaba gerektirmiodur bu blogculuk olayı.

neyse.en azından takip ettiğimiz sevdiğimiz blogerların daha fazla yazmasını diil,eskisi gibi yazmasını diliorum...


2 gündür zuhal taraflarındayım.hava ya hep yağmurlu yada ha yağdım ha yağıcam modunda.ve bana kalan tek şey böyle havalarda zuhal olcay dinlemek oluo.


"uzak bi telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın"
"çünkü ayrılıkta sevdaya dahil,çünkü ayrılanlar hala sevdalı"


gecenin öteki yüzü adlı filmde:" madem ateşin var...neden duruyosun karanlıkta."...diyor müşvik kenter deniz kenarında ağlamaklı duran zuhal olcaya...


şimdi şu havada üçlü bi koltuğa uzanmış üzerinde inceden bi battaniye,yanında sıcacık ince belli bardakta çay ve tv de herhangi bi zuhal olcay filmi olucaktı.herhangi diorum çünkü izleyipte keyif almadığım hiçbi filmi yok.ahh şimdi evde olmak vardı.evde olanlar mutlaka bugünün kıymetini bilin noolur...

evi seven biri için çalışmak o denli zorki...aklımda hep sıcaklığının hayaliyle günü bitirmeye çalışmak...çok ama çok zor.


kısaca haftasonumdan bahsediyim artık


tahmin edildiği üzere herşey çok güzel ve olumlu geçti.cumartesi sevgilim bize geldi.bende onlara pazar günü gittim.bazı küçük aksilikler oldu tabiii onun gelişindede,benim gidişimdede.


mesela bakırköy yolunda,istanbul caddesinde anlamsız bi trafik kilitlenmesi olduğu ve çiçekçininde tam bu bölgede olması itibariyle sevgilim tam 2 saat gecikti.yolda bi paket sigara içmiş tabii sinirden stresten.ilk defa gittiği biyere 2 saat rotarlı gitmesi bizim için sorun olmasada onun baya bi canını sıkmıştı.neyseki böyle şeylere önem veren bi ailem olmadığı için yemek çok sıcak bi biçimde geçti.ilerleyen dakikalarda türkiye maçınında olması itibariyle zaten varolan kaynaşma havası yerini dahada ötelere bıraktı.en s0n gördüğüm şey hepsi bizim 3lü koltuğa sıralanmış ellerinde pasta ve çay pür dikkat maça bakıp yorum yapıolardı.ilerdeki hayatımız böyle bişi olucak zaten.yalnız üçüde birbirinden cins.biri fanatik fenerli,biri fanatik beşiktaşlı,diğeride gs li.neyseki maç milli idi de sorun çıkmadı:)


pazar günü için giyinip hazırlandıktan sonra çiçekçiye doğru yola çıktık.arabaya bindiğimde içindeki tüm lambaların açık kaldığını görünce hayret dedim abime nasıl olduda akü bitmedi.çünkü normal şartlarda 24 saatten fazla kalan ışıklar arabadaki aküyü yer bitirir.ama enteresan biçimde çalışıverdi araba.ilerleyen dakikalarda çiçekçiye uğramak için arabayı park haline aldık.ben abimin eşiyle çiçeği yaptırmaya gittim.3 tane kadın söz için çiçek alıolardı.kararsız kalınca ben sevgilimin bana getirdiği çiçeğin çektiğim resimlerini gösterdim satıcıya.ve ufak bi yalan söyledim.dedimki ben bu çiçeği şu çiçekçide şu fiyata yaptrıdım.şimdi aynısını istiorum.


adam hırsmı yaptı nooldu anlayamadım.ortaya bi çiçek buketi çıkardı ki yemin ederim söze götürülen çiçeklerden yani.hatta ordaki 3 kadında yapma çiçekten vazgeçip canlı almaya karar vermişlerdi en son ben çıkarken.neyse biz memnun mesut çıkınca çiçekçiden doğru arabaya koştuk.bu arada yağmurda başlamış vıcık vıcık çamur olmuş hertaraf.ayağımda topuklu süet çizmeler.kokoşluğumun hat safhasındaydım ki olabilicek en kötü şey oluverdi.arabaya bindikki o da ne!araba çalışmıo.hemen ufak bi tahminde bulunalım:evet akü bitmiş.bulunduğumuz yer okadar kötü ki trafiğin en civcivli olduğu yer.önümüzde araba arkamızda araba ve bizim arabanın boşluğa çıkartılması gerek.neyseki bi adamcağız bize yardım ettide güç bela çalıştı araba.bişey daha öğrenmiş oldum bu durumda.eğer arabanın aküsü bittiyse boşluğa salıp kendi kendine giderken çalıştırmak gerekiomuş.çünkü aküsü bitmiş araba bunun dışında asla çalışmıomuş.tabii eğer arabanız bi akücünün yanında bozulduysa sizi ananız kadir gecesi doğrumuş derim:)))

neyse ufak aksiliklerden sonra abim beni sevgilimin evine bıraktı.o da bende bayaca heycanlıydık. ne de olsa ilk defa tanışıoduk.fakat annesi beni öyle sıcak bi şekilde karşıladıki.kapıdan girince bana öyle bi sarıldıki ,sanki uzun zamandır görmediği birine sarılır gibi sımsıkı ve uzunca.açıkcası bu denli içten bi karşılama beklemdiodum ama sanki sevgilimin annesi bana hayatımıza hoşgeldin diyordu içten içe tüm davranışlarıyla.bi süre sohbet ettikten sonra o bize kahve yaparken bizde aldığım çiçekleri yerleştirdik.restauranta gitmek için dışarıya çıktığımızda taksiyi beklerken koluma girip yürümek istedi.taksideykende elimi avuçlarının arasına alıp canım benim diye sevdi.çok sıcakkanlıydı ve ben anladımki aramızda kayınvalide gelin ilşkisinden çok anne kız ilişkisi olucak ilerki yıllarımızda.en güzelide bu zaten diğmi?
KASABA RESTAURANT a gittik.herzamanki nezihliğindeydi yine.yemeğimizi yerken güzel güzel sohbet ettik üçümüz.sonrasında sevgilim beni bi taksiye bindirmeden önce yine sarıldık öpüştük memnun mesut ayrıldık.

sevgilimden öğrendiğime göre annesi beni çok beğenmiş.hem çok güzel,hemde çok aklı başındaymışım.saç rengime bayılmış ve asla değiştirmememi söylemiş.şimdiki kızların fotokopiden çoğaltılmış gibi sapsarı yaptırdığı saçlarını hiç beğenmediğini dile getirmiş.kısaca çok yakıştırmış bizi birbirimize ve çok beğenmiş beni.bende onu çok sevdim zaten.gayet hanım hanımcık bi kadın ve oğluna evladına çokça düşkün.allah ağzımızın tadını hiç bozmaz umarım.

herşeyin üstüste olması sebebiyle ve hepsininde olumlu geçmesi bende bi gevşemeye sebep oldu.pazartesi sabahı saat 9,30 da telefonumun çalan sesiyle uyandım.işyerinden arkadaşım zeynep arıo ve ben telefonu hangi densiz bu saatte beni arıo edasıyla uykulu uykulu açıorum.o da merak etmiş nerde kaldım diye.öyle bi hazırlanmışımki yolda yürüken tansiyonum zor yerine geldi valla.11de işe geldim o gün.ama tüm gün uykulu uykulu dolaşmaya devam ettim ve ertesi gündede öyle.sanırım fazla uyumak bünyemin dengesini bozdu.

nihayet bugün yani çarşamba gününde gayet iyiyim. güzel güzel tostumu yiyip çayımı içiorum.akşama yaprak dökümü
var reklamlarında gördüm yine kasıp kavuracağa benzio.

bu arada sevgilim bana habire residence adresleri yollayıp duruo.bu gidişle hakkaten onlardan birinde oturucaz galiba.yalnız ciddi anlamda çok güzeller.bi taneside hem istediğimiz büyüklükte(3+1) hemde güzellikte.fiyatıda öyle abartılı diil.yani diğer daire fiyatlarından daha yüksek elbette ama sonuçta residence yani bunlarda.bi iki yerden bilgide aldık nedir ne değildir diye.önümüzdeki haftalarda görüşmeye gidicez hatta örnek dairelerinide yakinen görücez.bakalım nasılmış ya da burdan göründüğü gibimiymiş.gerçi sevgilimede söyledim bu tip sosyal aktivitelerin olduğu lüks site yada bunun gibi residencelerde kira öder gibi aidat parası istiolar.kira derdimiz yok evimiz kendimizin derken bi de böyle bişeyle karşılaşmayalım yani diğmi.

hayata dair gelişmelerim bu ara bunlar işte.herşey çok şükür yolunda.normalde pazartesi doğumgünüm ama sevgilim cumartesi gecesi özel biyere yemeğe gidelim dedi.bakalım beni nereye götürücek.herkese sıcacık sohbetler ve dumanı tüten çaylı kahveli günler diliorum....


1 yorum:

Tijen dedi ki...

İstanbul da aydınlansın...