23 Nisan 2007 Pazartesi

haftasonumuz ve gereksiz bir film












dün sabah daha önceden kararlaştırdığımız üzere pierre lotiye kahvaltıya gittik.oturulabilicek en güzel yere oturduk üstelik.tam manzara karşısına.brunch içeriği olarak zayıf olsada mekanın ambiansı havanın güzelliği yazın gelio oluşu fln gibi sebeplerle ve önemlisi sevdiğinizle olduğunuz heryerin cennetin bi köşesi olduğu mantığıyla yaklaşınca hiçbişey umrunuzda olmuo doğrusu..
güzel bi kahvaltıydı ama saat 1de bitiriolar brunch olayını bilginiz ola.bizde 1 saat kalabildik orda ama zaten yettide arttı bile...bence gayet güzeldiii..

hemen aşağıda yeni yapılmış olan teleferik var.eyübün girişine inio.teleferiğimizede binip eyüp sahiliyle karşı karşıya gelince ufak bi yürüyüş yapıp banklardan birinde mola verdikten sonra asla vazgeçemediğimiz ve her hafta en az bir kere mutlaka uğradığımız bakırköy galeriaya gittik.istediğim 2 film vardı
SEVGİLİM İSTANBUL
BİR ÖMÜR YETMEZ
her ikisinide cumartesi günü araştırıp yeterince sempati duyduktan sonra karar vermiştikki, gittiğimiz sinema salonunda istediğimiz ikili koltuklu salonda bu filmler yoktu.dolayısıyle bizde diğer seçeneklere uzandıkki bunlardan biriside MESSENGERS idi.










aslında oldukça klasik bi gerilim bile diyemiyeceğim filmlerden biriydi.hani hep bi fix vardır ya korku filmlerinde.ya 3-5 arkadaş tatillerini ucube bi kulübede geçirmenin nekadarda heycanlı olucağını düşünüp dalarlar en kuytuya ve başlarına gelmedik kalmaz veyahut bu ve benzer filmlerdeki gibi aile birdenbire anlamsız sebeplerden dolayı doğu dakotanın en uzak en gereksiz en kuş uçmaz kervan geçmez dağındaki eve yerleşmeye karar verir.işte bu filmdeki ailede kızlarının yaptığı bi hatadan dolayı buraya yerleşmeye ve birdenbire ayçiçek yetiştirme hevesine kapılırlar.
filmde bol miktarda karga görüosunuz.hatta kahramanlardan biri bu kargalardan dolayı kendini kaybedip geçmişine dönüo ve çıldırıo fln fln....
elbetteki gittikleri ev lanetli daha önceki ev sahibeleride bu lanetten dolayı bi biçimde ölmüşler.kimse bu konuda konuşmak istemio.taakiiii evin küçük çocuğu herkesin göremediği şeyleri görmeye başlayana dek.sonra ablada bunları görmeye başlıo ve küçük çapta zararda görüo.gel gör ki zaten marazlı olarak oraya gelmiş olan ablaya ailesi inanmıo. hee bu arada bu olaylar tabiiki genelde evin çok ısssız ve korkunç mahzeninde geçio.
sonuç olarak aileden kimseye bişi olmuo.ufak bebek yaşadığı travmadan kurtulduğu için bla bla konuşmaya başlıo.
kısaca gerçekten çok ama çok klişe bi filmdi.bu tip konuları olan kaç bin tane daha gerilim filmi çekildi bilmiorum ama anlaşılan o ki amerika asla bu tip filmleri çekmekten ve bunlara prim vermekten bıkmıcak....

Hiç yorum yok: