23 Nisan 2007 Pazartesi

bir ömür yetmez


Ferzan Özpetek’in sinemasında kendine özgü bir aroma var.. Yorgunluk kahvesi gibi. Kokusu çekiyor, içimi yumuşak, hem rahatlatıyor hem uyanık tutuyor. Hayattan yorulanlara kahve yetmez ama bir film hep iyi gelir. Özpetek’in filmleri Nâzım Hikmet’i hapishanedeyken ilk defa güneşe çıkardıklarında hissedip dizelere döktüğü kavgadan, hürriyetten, karısından uzak dinginliği hissettiriyor insana. Dünyanın savaşlardan ve faşizmden çok çekmiş, sonunda yakaladığı göreceli refahın keyfini çıkaran bir köşesinde gündelik, sıradan, insani kaygılarla yaşayıp gitmenin nasıl bir nimet olduğunu hatırlatıyor. “Bir Ömür Yetmez” zorunlulukların, bağımlılıkların, sıkıntıların, büyük kavgaların ve mücadelelerin dışında insanın kendine kurduğu ille de geleneksel olması gerekmeyen hayat tarzında ve ille de kan bağı gerektirmeyen ailede bulunan huzuru en iyi anlatan filmi.

milliyet gazetesinin sinema bölümü yazarı ALİN TAŞÇIYAN'ın yazısıdır bu.belkide şu anda ihtiyacım olan yegane şey.bana ii gelicek bi film bulmak ki aslında bunu buldum.ama birisiyle izlemekten ziyade elimde sade kahvemle çok fazlada kalabalığın olmadığı seanslardan birinde mesela sabah seansında tek başıma bu filmi izlemek.işte bu bana gerçekten ii gelicek bişey.
hani düşünür ya insan bazen şimdi nerde ne yapmak isterdin diye.ben kendimle olmayı seçiorum ve güzel filmi izlemeyi.
tabii mümkünse.

Hiç yorum yok: