14 Mayıs 2007 Pazartesi

tatilll

işte yine çabucak geçen keyifli haftasonlarımdan birini daha yedim ve bitti.gerçi benim için haftasonu tatili sadece cumartesi günü demek.pazarları yapılan eylemlerin minimum seviyede keyif vermesinden dolayı bi sonraki günün haftanın başı olması sebebide eklenince iyice tatsızlaşan bir zaman dilimi olmaktan çıkamayan bi gündür işte.PAZAR...
hee sevgilimle geçiosa bu oran tavan yapabilir gerekirse:)
cumartesi günü herzamanki gibi kendimizi gitmekten kurtaramadığımız bakırköye gittik yine sevgilimle.annelerimize hediyelerimizi aldık çarçabuk.pek kısa sürdü hemde.benim anneme isteği doğrultusunda cep telefonu onun annesinede altın bileklik aldık.cıvık cıvık insan kaynıyodu bakırköyde ve kaçılabilicek en kolay yer yeşilköy sahildi bizim için.böyle kaçış zamanlarında her zaman iyi isabet ediyoruz doğrusu.sanırım herkes bakırköyde alışverişte olduğundan yeşilköy bomboş ve çok sakindi.daha öncede yediğimiz bi balık restaurantına gittik.ama bu sefer üst kata çıktık ki manzaraya karşı sakin sakin huzurlu bi biçimde yayıla yayıla balığımızı yedik.afiyet oldu çok fena...
sonra sevgilimin isviçreden arkadaşı geldi yanımıza ziyarete.onlarlada oturduk birsüre muhabbet ettik ve sonra onlar tiyatroya giderken bizde güzel bi yürüyüşe çıktık sahilde.insan durmadan birbirini özlermi bilmem ama biz birbirimizi habire özlüyoruz işte.neyseki bunu giderdik bol bol.güneş yüzüne doğru yansırken herşey daha bi güzelleşio.ve dört mevsimin içinde bir yaz olduğuna insan durmadan şükrediyo.
az olduğu için güzel bi mevsim çünkü...
sonra eve doğru giderken sevgilimden dondurma istedim o da bana aldı. ama bunu buraya yazmazsam olmaz.resmen dondurmamı benden çok yedi.kendisi hala azıcık yediğini iddia edio ama yalan elbette. bi kere aramızda ağız ebat farkı var yahuuuuu:))eheheh



ve meşhhuuur pazar günümüz.benimde tepem atıktı biraz.diğer günlere nazaran daha asabi ve daha tahammülsüzdüm.başka yerde kalmış olmanın verdiği huzursuz bi uykunun ertesinde anneler günü dolayısıyla annemlere gittim.onlarda ananemin evindeydiler çünkü.sonra hepbirlikte halamlara çıktık.onun evladı olmadığı için her anneler gününde mutlaka bi hediye alır gideriz.orayıda hallettikten sonra bizimkiler tekrar aşağıya mangal yapmaya iniceklerini söyleyince bende sıkıntılı olduğum için eve gidiceğimi söyledim.okeyleştikten sonra ben yola çıktım onlarda güya ananemlere gittiler.neyse ben eve gittim hani evde yalnız başıma kalıcam biraz kafa dinlicem banyo yapıcam otururum tv karşısına miskinlik yaparım fln diye hayaller kurarken eve bi geldim bi de ne göriyim??????????
annemler abimlerle birlikte bizdeler.ama nasıl sinirlerim bozuldu anlatamam.hayallerimin yıkılmasına ve şiddetle yalnız kalma ihtiyacımın içine edilmesinemi yoksa onca yolu birlikte gelmek varken beni almadan eve gelmelerinemi???
neye kızıyım bilemedim.vurdum kapıları söylendim söylendim söylendim....
daha fazla hırslanmamak içide abimlerle birlikte PRAKTİKER'e alışverişe gittim.bişiler aldıktan sonra hemen aşağısında METRO grossmarket var.orayada uğrayalım dedik. ama normalde oraya kartın varsa girebiliyosun.bizim kartımız yoktu ve olmadanda giremiyeceğimizi biliyoduk.fakat bu insanlar nasıl bir politika takip ediyolarsa içeriye gezmek için dahi giremiosunuz.sebep şu:kartınız yok.şimdi benim anlamadığım bişey var.metro kartımın olması bana ne kazandırıo.hiçbişey....ekstradan verdiği hiçbişey yok...sadece içeriye girebilmek için lazım bu kart ve fatura kesiminde gerekli bilgiler içerio.vergi dairesi ve no su gibi.fakat başka biç bi anlamı olmayan bu kartı içeriye girerken yanınızda getirmek zorundasınız.aksi halde onlardan alışveriş yapmanızı istemiyolar.yani basitçe paranızla rezil oluyosunuz.bizi içeriye almayınca bi sinirle çıktık ordan ve cidden hırs yaptım.niye almıolar ve bu nasıl saçma bir uygulamadır böyle.saçmasapan hemde. ürünlerine bakmak bile yasak yani düşünün.kabus gibiler ama biz bunu kendimize yediremediğimizdenşu andan itibaren METRO kartına sahip bulunmaktayız:)yaşasınnnn!!!!!!!!
ve yine herzamanki gibi bir haftasonunu daha yemiş oldum... bu yazıyıda pazartesi gibi iğrenç bi günün akşamında yazıorum ki belki vakit geçer diye.

eh işte biraz geçmiş gibi geldi
hoşçakalalımmm



Hiç yorum yok: