30 Ağustos 2007 Perşembe

içim çok fena

çok özlemiştim onu ve nerdeyse tam 1 haftadır görüşmüoduk.benim yazlığa gidişim ve onun bir günlüğüne gelmesini istemeyişim yüzünden haftasonuda görüşememiştik.normalde bugünki planlarımız arasında bi arkadaşımızın caddebostandaki doğumgünü partisi vardı ama son anda bi bahane uydurup vazgeçtik.yalandan kim ölmüş:p
çok sarıldım çook.bakırköyde buluştuk hezamanki gibi iş günlerinde kolayca buluşulabilicek tek mekan burası.havadar olsun diye madoya gittik sahildeki.içeriside fena diildi.çok kalabalık yoktu ve sakindi.yeni bi olay var madoda.gerçi belki başka mekanlardada uygulanıodur ama biz ilk defa gördük.peçeteliklerin üstüne klima kumandasına benzer yuvarlak bi alet var.üstündede 3 adet buton.birisi garsonu çağırmak için diğerini hatırlamıorum en sonuncusuda hesap lütfen demek içinmiş.ilk başta eğlence konusu olsada aramızda sonrada garson çağırmak için bağırmak yerine 2 nolu butona basıverdik ve garsunumuzda geliverdi.
bol ve yoğun çukulatalı dondurmalı browni ile karışık waffle yedik.ve yanındada sade kahve.hepsini yiyemedim waffle ın çünkü çok ağır geldi.kahvede çok acı gelince servis yapan kızı çağırdık biraz daha üstüne su koymasını istedim.sevgiliminde servisinin içinden bi çatal bi bıçak çıkması gerekirken 2 adet bıçak çıktı.onu değiştirmeye gitti kız fln derken bu bize bakan kız bi süre sonra 5-6 kişinin kolları arasında baygın vaziyette içeriye taşındı.sanırım fenalaşmıştı.üzüldüm haline hatta böyle olmasında bi parça kendimide sorumlu hissettim.kimbilir kaç tane sorunlu müşteriyle uğraştı gün boyunca.yorulmuş olabiliceğini,sinirli yada hassas bi döneminde olabiliceğini düşündüm.ve vücudunun bi anda kendini bırakıp pes ettiğini.o kız biz ordan kalkana kadar içerden çıkmadı bi dahada görmedim zaten.
saat 9 a doğru taksiye bindirdi sevgilim beni.tam ataköyün orada gözümün önünde bi şirket servisi arabası sarışın bi hanıma son hızla çarptı ve içim o anda kalktı kalktı kalktı.herkes doluştu tabii olay yerine. servisin içindekiler indiler kendi başlarının çaresine bakmaya çalıştılar evlerine dönmek adına.
ataköy hastanesi çok yakınımızda olduğu için kızı götürmeye karar verdiler.ama kızın çığlıkları çok fenaydı.yerde yatarken gördüm onu.annecim diye bağırıodu yüzü gözü kan içinde ve gözleri korkudan kocaman açılmış bi vaziyetteydi.ellerini, oynatamadığı ve külçe gibi kalmış bacaklarına attı ve onları düzeltmeye uğraştı.bunu yaparken kendinden geçmiş gibiydi.gözleri çok kötüydü kocamandı.kendimi okadar kötü hissettimki
onun adına çok ama çok korktum.aynı durumda olsam hayatımın ne yönde akıcağını düşündüm.kimleri arayabiliceğimi yada birini arayabilicek kadar şanslı olabilirmiydim.bütün hayatı değişicekti belkide.%90 dizden aşağısı kırıktı.kimbilir belkide omuriliğide kırılmıştı.travma geçirio olabilirdi yada beyin kanaması ciddi bi anomali yada.çünkü kafasından doğru çarptı minibüs ve savurup attı onu yere.belkide haytının geri kalanını felç geçiricekti.....
birsürü olumsuz düşünce doldu beynime.evime doğru devam ederken o yol hiç bitmicek sandım.içimde bi an önce eve ulaşma isteği ama öte yandan sanki gidemicekmişim korkusu.annem babam sevgilim...ciddi bi hayatımı sorgulama anıydı.dokunsalar ağlıcaktım o derece.aklım kızda kalmış vaziyette eve girdim ve şükrettim.
biraz iş yaptıktan sonra geç gelicek olan kuzenimi beklerken okuduğum kitaba başladım kahvemle birlikte.başladığım ilk bölümde adama araba çarpıodu ve kazayı sonrasında ayrıntılı olarak anlatıodu.bukadarını kaldıramazdım bende kapattım kitabı.
makineye atılıcak çamaşırlar ürettim kendime ve bir süre iş yaptım.sonra kuzenim geldi ve onada kızdım bukadar geç kaldığı, henüz yeni tanıştığı biriyle bu saatletre kadar nasıl kalabildiğini sordum.ya ben korkağım ya da o çok cesaretli bilmiorum ama yanlış olan bişi var ortada ki o da yeterince güven duymadığın biriyle gece yarılarına kadar birlikte olunmaması.
cahilce eski kafalıca gelebilir ama bence bu böle.çünkü istanbulun durumu malum ve çok açık.artık cidden herşeyden korkuorum... hatta bi tehlileyle karşılaştığımda yapabiliceğim şeyleri düşününce kendimden bile...
sabah olayı iş arkadaşlarıma anlattım.zeynep arayıp durumunu öğrenelim dedi dünkü kaza için.ataköy hastanesini aradık ve olayı anlattık.çok üzgümüm ama kız yoğun bakımdaymış.telefonu oraya bağlattık durumnuu öğrenmek için ama bilgi vermedi hattın ucundaki bayan.sadece yakınlarının aşağıda olduğunu onlardan bilgi alabiliceğimizi söyledi.içim daha çok buruk şimdi.ölümle boğuşuo şu anda ve bu onun kaderi.
içimden sadece ALLAHIM HAKKIMIZDA GÜZEL YAZILAR YAZ demek geçio.

Hiç yorum yok: