25 Ekim 2007 Perşembe

unutulmucak ayrıntılar...

I HAVE NOTHING IF I DON'T LOVE YOU...
Whitney Houston eşliğinde yazıorum bu yazıyı.haftayı tamamlamadan aklıma kazılı olan herşeyi ilerde sadece sağlaması olsun diye burayada yazmalıyım diyorum.lakin unutulucak gibi diil çünkü hiçbiri.
bir cumartesi erken çıkılmış iş gününde gerçekleşti büyük sürpriz.internetten aldığım biletimi öncelikle otogarda check ettirdikten sonra beklemeye başladım bursa yolculuğumu.
trafik yoğunluğundan dolayı nedenini ozaman bilemediğim daha sonra 29 ekim çalışmalarının öne alınmasından kaynaklandığını anladığım sebeplerinden dolayı istanbuldan çıkışımız biraz uzadıysada her an'ı güzel bi yolculuktu.verdiğimiz molalarda, feribotu beklerken, feribottayken ve diğer molalarda sevgilimle hep haberleştik.biraz gecikmelide olsa bursa terminale vardığımda kocaman gülen gözleriyle beni karşıldı sevgilim.
uzun bi sarılma ve hasret giderme anından sonra taksiye atlayıp onun kaldığı otele doğru yola çıktık.famora meydanına yakın bi otele geldiğimizde içeri girerken kayıt yaptırmadığımızdan dolayı resepsiyona geri dönmek zorunda kaldıysakta az sonra beni bekleyen şeyle karşılaştığımda hiçbişeyi hatırlamıcaktım bile.
hiç ama hiç aklımda yokken yakaladı bu sürpriz beni.ewt biliodum bana bi yüzüğün alındığını ve ewt yine biliodum bu aralar evlenme teklifi alıcağımı sevdiğimden ama asla bunun bursada olucağını hemde bu şekilde olucağını tahmin edemezdim.istanbullular olarak belkide biraz empati kurduğumdan dolayı sanırım ben onun yerinde olsam istanbulumuzda teklif ederdim diye düşünmüştüm.
odmızın önünde kapıyı kartla açmasını beklerken bi an önce içeriye girme telaşımdan dolayı hızla odaya daldım ki gözlerime inanamadım.ağzımdan çıkan sesler sadece aaaaaa ve yine aaa idi:)
yerlerde yatakta odanın heryerinde banyo dahil olmak üzere heryerde ve herşeyde güller ve gül yaprakları vardı.paldır küldür odaya dalmışlığımdan dolayı üstünde yürüdüğüm yolu geç farkettimki sevgilimde yoldan çıkmamamı söyledi.
yerde yürüme yoluma güllerden yapılmış bi yol vardı.onu takip etmeli ve yatağın üzerinde bekleyen kutulara doğru ulaşmalıydım.
şaşkınlık nidalarıyla o yolu yürüdüm ve benim için alınmış, hazırlanmış sürprize doğru uzandım.
fakat sanırım şaşkınlığımdan dolayı hala bunun benim için sadece bi hoşgeldin kutlaması olduğunu düşünüodum.asla aklıma evlilik teklifi gelmiodu ki o uçuk mavi küçük kutuyu görene kadar.
yatağın üzerinde gonca güllerden yapılmış bi çiçek arajmanı, bi tane kırmızı kalpli bi kutu ki içinde çukulatalar olmalıydı ve o minik mavi kutu.sonradan düşünücektimki bu uçuk mavi kutu bursaya özgü bişeydi galiba.bursanın bi çok yerinde bu renk tonuna rastlamak mümkündü çünkü..
öncelikle benim için hazırlanan odanın tamamına göz gezdirdim ve her gördüğüm manzaraya hayretler içinde kalarak sevgilime sarıldım.apliklerin içine kadar heryer güllerle doluydu.rüyada gibiydim, ayaklarım yerden oldukça havadaydı ve ben bi filmi izlio gibiydim.halbuki o film benimdi ve başroldede biz vardık.
sevgilim laptopundan çalınmayı bekleyen bizim şarkımızı açtı.YOU MAKE ME FEEL BRAND NEW-SIMPLY RED
ve sonra önümde diz çökerek bizim şarkımız ve kalp atışlarımız eşliğinde gözlerimiz dolu dolu aynı o filmlerdeki gibi evlenme teklifi etti.bana bütün gün eski mesajlarımızı okuduğunu ve hepsinin çok güzel duygular içerdiğini, söylicek daha güzel bişey olmadığını ve gerekte olmadığını belirterek artık bundan sonra söylemesi gereken tek şeyin bu olduğuna karar verdiğini söyledi
BENİMLE EVLENİRMİSİN?
bunu duymayı çok beklediğiniz bi insan varsa hayatınızda hep bi şekilde bu teklif karşısında prova yaparsınız.şöle yaparsa böle yaparım, bunu söylerse şunu söylerim,şöyle ewt derim böyle kabul ederim diye.
boşuna düşünmüş olduğumu anladım o dakika.insan bi an önce o teklife EVET demek istio.hatta yüzlerce kez mümkünse evet evet evet...
ona bunu gerçekten isteyip istemediğini sordum rol icabı.aslında deli gibi istediğini bildiğim halde.o da dünyadaki herşeyden daha çok istiyorum dedi.bende ozaman EVET dedim.önümde diz çökmüş vaziyette birbirimize sarıldık ve yüzük kutusunu açtım.
O müthiş zevkini yine ortaya koymuştu.harika bir tektaş parmağıma girmeyi bekliodu.bnuu onun yapmasını rica ettim.birlikte yüzüğümü parmağıma geçirirken artık hiç kopmucak olan o bağla bağlandığımızı hissettim son kez.
kendimize geldiğimizde sürekli birbirimize sarılıoduk birbirimizi kokluoduk ve ben 5 dakikada bir parmağıma bakıodum.ben her gülümsediğimde sevgilimin haklı gururu okşanıp duruodu gözlerinden anlıodum.mutlu olmama, herşeyin yolunda gitmesine ve üstündeki bu yükü atmışlığın verdiği rahatlıkla durmadan gülümsüodu.
sonradan öğrendimki bu sürpriz için bi haftadır bursada organize olmaya çalışıomuş olanaklar dahilinde güller ile hazırlamış bu sürprizi. ama asıl istediği laleymiş.
sevgilim hep işyerime yollardı çiçekklerimi ama kendi seçtiği çiçekler olmadı onlar.parası verilmiş güzel organize edilmiş çiçeklerdi işte.oldukça gösterişliydiler ama onun elleri değmemişti, onun gözleri seçmemişti o çiçekleri bana alırken.oysa şimdi ciddi bi emek vardı herşeyde ve heryerde.sevgilim bana kendi seçtiği çiçekleri almıştı işte,istediğim olmuştu.okadar mutluydumki dünyalar benimdi sanki.o an'ı hiçbişeye, dünya nimetlerinden hiçbişeye değişmezdim.
yerdeki gül yapraklarıda dahil olmak üzere hepsini topladık.bu arada yerdeki çiçeklerin sayısı 41 miş.nazar değmesin diyeymiş.düşünceli sevgilim benim...
sonrasında bu güzel sürprizin ardından bi alışveriş merkezindeki restaurantlardan birine gittik.tabiiki iskender yedim:)oldukça lezzetliydi.karnımız doyduktan sonra sevgilim bana kısa bi şehir tutu yaptırdı.
bursanın semt isimleri çok ilginç.altıparmak, famora, çekirge .... bisürü değişik isimli yerler.daha evvel ben sadece çekirgeye gelmiştim.şu hacivatla karagözün olduğu yere.hava muhteşem olduğu için çekirgeye kadar yürüdük elele.orada güzel bi mekana girip kahvemizi ve pastamızı yiyerek küçük bi kutlama yaptık aramızda.o arkadaşlarına bu işin üstesinden alnının akıyla çıktığını haber verdi mesajla bende kankime yazdım sadece.artık nasıl güzel bi msj yazdıysam kankim beni ağlayarak aradı.çok duygulanmıştı yazdıklarıma.tebrik etti herikimizide.sağolsun...
sonra yine elele famoraya ordanda otelimize gittik.ben odaya girerken yine o duyguların aynılarını yaşadım.mutluluk, şaşkınlık, gülümsemeler eşliğinde.
sabah planımızı erken yaptık.geceden saati 9a kurup 8de uyandık.otelin açıkbüfe kahvaltısına indik beraber.olabildiğince yedik.planımızda teleferiğe binmek vardı.kahvaltıdan sonra bi araca atlayarak teleferik meydanına gittik.tepedeki ulaştığı noktaya bakınca çok heycanlandım adrenalin yarattık kendi kendimize ama maalesef hava şartlarından dolayı teleferiğin iptal olduğunu öğrenmemizle hayal kırıklığına uğradık.adama sorduğumuzda lodos olduğunu söyledi.bende nasıl olur yaprak bile kıpırdamıo dedim cahilce.hanfendi dağda lodos var,teleferik dağa çıkıo dedi.şöle uzaktan bi baktım ordada yaprak kıpırdamıodu sanki.ama bu iptal olduğu gerçeğini değiştirmiodu.yetkililer dağda lodos kararını amıştı işte ve biz hiç böyle bi aksiliğe hazır değilken kendimizi çocuk gibi çok üzgün hissettik.bisüre ne yapıcğımız bilemeden teleferiğe kitlenmiş sanki ona binmezsek başka hiçbişey yapamazmışız gibi duygular içerisinde arkamıza baka baka geri döndük.birsürede hüznünü yaşadık bu durumun ama sonra teselli çalışmalarına başladık.herşey öyle güzeldiki; bu kısmında aksilik olsada farketmezdi.bu da nazarlık olsundu, belki başımıza bişi gelicekti ama Allah izin vermedi gibilerinden teselliler işte.hayır bilseydik bukadar erken kalkmazdık.yatar uyurduk:)
olmadı. olsun bidahaki gelişimizde mutlaka binicez ve yine o 116 nolu odada kalıcaz.artık evlenince:)
teleferiğe binemeyince yine araçla aşağı indik.ulu camiinin oraya.resimler çekip küçük küçük kültür turu moduna girdik.sonrada kahvemizi içmek için sturbucks a gittik.sohbet ede ede başım omzunda içtik kahvemizi.sonrada gazetelermizi alıp odamıza çıktık.tv yi açtığımızda o kötü olaylarla karşılaştık.birsürü şehit vermiştik yine ve durum çokça ciddiydi.çok üzüldük.zaten o sırada bursa meydanında terörü kınama hareketleri başladı.birsüre dada tv ye baktıktan sonra gazetelerimizide okuduktan sonra biraz dinlendik.saat 5buçuk feribotuyla istanbula dönücektim.3te yola çıktık noolur noolmaz diye.famora ile ferinor arası 45 dakikalı bi yol.riske etmeden yola koyulduk.iyikide çıkmışız.feribiotun orda sevgilimin daha önce tecrübe ettiği bi restaurant var.adıZEYNEL.çok lezzetli köfteleri var.nerdeyse her tür cins köfte yapıolar.servisleri çok hızlı ve temiz.çok ilgililer.istanbuldada şubeleri var elit mekanlarda hemde.Zeyneli oldukça beğendik.çok aç olmamamıza rağmen çok sağlam bi yemek yedik ve vaktimizi orda değerlendirdik.hesabı ödedikten sonra sahilde kordonda yürüdük yine el ele.
ve gitme vakti gelmişti artık.ikimizinde içinde hüzün vardı ayrılmak istemioduk doğal olarak ama gitmeliydim.ah şu mecburiyetler.:(
içeriye kadar girdikten sonra sevgilimin el sallamaları eşliğinde feribota bindim.yılın icadı.muhteşem bi yoculuktu.ne bir dakika ileri, nebir dakika geri.aynen yazıldığı gibi bir saat onbeş dakikada yenikapıdaydım.
yolda çukulatalarımdan birini yedim gülümseye gülümseye.bi parça uyudum birazda rolling stones okudum.sonra o büyük camların önüne geçip denizi izledim beynimde sevgilimin suretinin eşliğinde.ona çok teşekkür ettim binmeden önce feribota.çok ama çok mutlu olduğumu söyledim o da bana ayaklarımı herzaman yerden kesiceğini söyledi.birbirimizi nekadar çok sevdiğimizi anladım yine herseferinde olduğu gibi.aramızda ciddi bi akım vardı.ondan bana benden ona gidip gelen ciddi bi aşk sirkülasyonuydu bu.taa başından beri engel olamadığımız aslada engel olmak istemediğimiz hislerdi bunlar ki bizi bu adıma kadar getirdi.o ve ben BİZ oluverdik işte.
şimdi BİZ olarak bi hayata adım attık bundan sonrasıda aynen devam edicek.İnşallah....
seni çok seviyorum ve bunu söylemekten dahası hissetmekten asla vazgeçmicem.bu arada sevgilim artık istanbulda.yeni teftişlerine başlamadan önce yılbaşına kadarda burda olucak.hoşş gitsede zaten haftasonları gelio.bu bizim aramızda bi sorun olmadı hiç özlem dışında.ama ne yalan söyliyim artık hep yanımda olsun istiyorum.inşallahta olucaz.
canım sevgilime biricik eşime kooskocaman öpücükler sana...sonsuza dek SENDEYİM...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Canım allah nazardan saklasın hep mutlu olun emin mırrr

piqi dedi ki...

çok teşekkür ederim edacım aynı dilekleri bende sizin için diliyorum.