5 Şubat 2008 Salı

sanki çok iyi dinlenebiliomuşuz gibi hafta başlarıda olabildiğince yoğun ve can sıkıcı geçer.susmayan telefonlar, yapılamayan işlemler, sorunlu müşteriler, sorunlu iş arkadaşları hepsi ama hepsi bu malum sendromlu pazarteside yığılır kalır.

ohh çok şükür derken aslında bi sonrakine hazırlanır insan.hmmm bakalım bugün nolucak.halbuki çoğu güzel geçen haftasonumdan sonra ben kendimi çalışıomuş gibi hissetmiyorum.acı gerçek sabah işe gitmek için kalktığımda yüzüme vuruyo.aa diyorum kendi kendime ...ben çalışıomuşum:)

güzel, güneşli, neşeli bi haftasonuydu.doğumgünlerimiz vardı hem kuzenimin, hemde kankamın.kuzeniminkine bazı sebeplerden dolayı gidemedik ama kankamınkine intikal edebildik sevgilimle.

mekan galatada köprü altındaki fasıl mekanlarından biriydi.çok çok kötü olmamakla birlikte çokda iyi bi yer değildi.sevgilim rakının kötü olduğunu, tavuğunda değişik lezzette olduğunu savundu.genelde yaş ortalamasıda gençlerden oluşuo zaten.çalan müziklerde öle çok alaturka değildi.eğlendikmi? yaniiii. ne desem bilemiyorum.

aslında eğlenmedim ama kendimi eğlenmiş addetmek istiorum kankimin hatırına.

bazı kınanıcak olaylarda oldu mekanda.canım arkadaşım doğumgününe pastasız girdi.çünkü sevgilisi bu tip şeyleri düşünebilicek inceliklerden yoksun kalmış biri.benim canım sevgilim bile kızın pastasının olmadığını görünce kendince düşünmeye başlamış nerden alabiliriz diye.ama mekanın bulunduğu yerden dolayı bunu gerçekleştiremedik.

daha kötüsü yine bu şahıs, bu koca adam, bu herkese ahkam kesen yaratık o gece sevgilisinin doğumgününde sarhoş olarak kızı tüm arakadaşlarına rezil etti.şarap bardağını masaya devirdi kişilerin üstlerine sıçrattı,kendi üstüne döktü abuk subuk hareketlerde bulundu ve sevgilisi dışında herkesle yakinen ilgilendi...

üzüldük...çünkü o masadaki 15 kişide dahil olmak üzere hiçkimse canım arakadaşıma bu densiz adamı layık bulmuoduk bu da bize açıkcası dedikleri gibi KAPAK oldu...

zaten bitmeye ramak kalmış bi ilişki son damlayla nihayete erdi bugün.

herşeyin hayırlısı...
o gün yani cumartesi günü kankime hediye almak için fatihe gittik iş arkadaşımla.fatih çok uygun bi semt diil arkadaşıma hediye bakabilmek adına.ama lcw den çok cici bi baharlık yeni sezon elbise aldım.sevgilimle akşama doğru buluşacağımız için baya bi vaktim vardı doğrusu.arkadaşımla dolaştıktan sonra tatlı ve kahve molası için bi yere girdik.girmeden evvel arabayı parkettiğimiz yerdeki park görevlisini para vermemek için bozuk para yok diye atlatmaya çalıştık ama adam yemedi.halbuki yeseydi dönüşte kaçıcaktık park parası vermeden:)
allahın kaldırımını parsellemiş herzamanki gibi otopark mafyaları ve insan bu adamlara zırnık koklatmak istemio doğrusu:)neyse açmıyım ağzımı...

ben 2 haftadır hatta 3.haftaya döndü sigara içmiyorum.bıraktım denilebilir.çünkü sadece haftasonları türk kahvesi içtikten sonra bi tane yakıorum veya olmadı en fazla 2 tane.pastamı ve kahvemi içtikten sonra cidden sigara krizim tuttu.çünkü bütün hafta o an'ı beklio insan,o keyfi...

sigarayı bırakmak çok güç.açıkcası benim için tiryakilik diildi, tamamen keyifsel bişeydi ve şimdi bundan feragat etmeye çalışıorum.

bu yüzden paket asla almıyorum, almıcamda.sigara istediğimde illaki etrafımda içen biri olduğundan dolayı kaba tabirle otlanıyorum.ama o gün otlanıcak kimse yoktu yanımdaki iş arkadaşım sigara kullanmıodu ve tek sigara satan yerde bulamayınca mekandaki garsondan istedim.aslında genelde bu tip durumlarda mutlaka garson biyerden bulup getirio ama bu sefer baltayı taşa vurdum ve bulamadık.tam kalkıp dışarıya bakıcaktımki kahvem gelmiş bulunduğu için yapamadım.velhasıl kahve keyfime sigaramı ekleyemedim.

ama sonra arabaya dönünce bi büfeden tek sigaralardan aldım ve içtim ama noldu.hiç mi hiç keyif almadım doğrusu...

ayrıca garsondan sigara isteiğimde zaten yakında heryerde yasaklanıcağınıda bildirmeyi ihmal etmedi.kızıyorum bu olaya ki bırakmaya çalışan biri olarak kızıyorum.sonuçta artık hemen hemen heryerde sigarasız bölüm var ve en güzel yerler onlara ayrılıyo.2,planda bırakılan insan muamelesi görürken ve mekanların en kıytırık yerleri sigara içenlere ayrılırken ve sigara içenler bunada razıyken yani ses etmezken şimdide başbakan efendi kendisi sigara kullanmıo die heryerde içilmeyi yasaklıo.hatta açık alanlarda bile.hatta mekanında sigaralı bölüm ayıranlarada ceza geliomuş.iyide ONA NE!!! sağlığımıız bukadar düşünüyosa; insanlar önce geçim sıkıntısından,stresten,aysonunu nasıl getiricem derdinden,işsizlikten ,trafikten ölücek sigaradan değil..zaten bu bir kısır döngü diilmi.insalar strese boğuldukça sigara mikatarını artırıyomu?refah düzeyni artırmayı neden düşünmüo acaba bu bay...

çok anlamsız buluyorum bu yasağı ve tersine tepki vericeğine inanıoyorum.ebeveynlerinden habersiz sigara içen gençler kendisine yasak olmasına rağmen nasıl daha hızlı ve daha çok sigara tüketirse bence bu da aynı şeyi getiricek.yani nasıl olsa içerde içemicez diye ardarda 2 tane yakıcak tiryakiler.veya biyerlere yemek yemeye gitmekten kaçınıcak evinde keyifli keyifli tüttürmek varken.bu da mekanların boşalmasına sebebiyet vericek.

yani bu bir tiryakilik olayı.öle yasaklamayla biticek bişi diil.öncelikle kişinin kendisi istemesi gerekio neden bunu kimse anlamıo.yasaklamak sadece dahada artırıcak bence bu isteği.hee evt katılıorum keşke kimse içmese keşke hiç böyle bişeye bulaşmasak ama bu maalesef mümkün diil.bu yasağı sonuna kadar kınıyorum ve insanların özel hayatlarına saldırı olarak kabul ediyorum...

nerde kalmıştım unuttum.hah... kahve pasta molamızdan sonra sevgilimle buluşup taksime geçtik.8 gibi başlıcak olan programa daha saatler vardı.önce sinemayamı gidelim dedik ama vazgeçtik.bizde ayaklarımız ağrıması pahasınada olsa taksimi didik didik ettik.pasajlarına girdik çıktık aheste aheste.girmediğimiz dükkanlara girdik,inceledik,kurcaladık...

güzeldi.bazen öyle özlüyorumki o anları.hani şu hiçbiyere yetişme telaşımızın olmadığı anlar vardır ya nadirende olsa.tüm zaman sizin tembelliğinize adanmış gibidir.aheste aheste yürürsün caddelerde,otobüs kaçmış,tren gitmiş hiç umrunuzda olmaz.vakit boldur, bekleyen yoktur sevdiğiniz yanındadır..işte o an çok şanslı bi an bence.cumartesi akşamüstü böyle zamanlardan biriydi bizim için.

sıraselvilerde şanına uygun sıralanmış büfelerden BAMBİ de kaşarlı döner yedik.son yediğimizde midemize oturmuştu çok yağlıydı ama bu sefer tam kararındaydı herşey.starbucksta şekerini koymayı unuttukları bi latte içtim sonra...sonra ORHAN PAMUK tan bahsettik sevgilimle yürürken İstiklalde.


Öteki Renkler adlı kitabından bahsettik.biraz daha kişisellerinden bahsettiği bu kitabı okumak için sabırsızlandım doğrusu.mesela en sevdiği yerlerden biri bu sıraselviler caddesiymiş.o sıralamayı çok sevdiğinden bahsediomuş kendisi.Orhan Pamuğu okumanın yanında onu tanımanında keyifli olucağına inanıyorum ben.ama okuma sıramda henüz Benim Adım Kırmızı var.biraz daha beklicem yani.

sonrasındada partiye dahil olduk zaten.şu meşhur doğumgünü partisine.kuzeniminkine katılmayı çok arzu ettim ama onun düşüncesizliğine takıldı bu arzumuz.o yüzden onunla görüşemedik.

çok yorulduk hele ben ayağımda sivri topuk çizmelerle taka tuka yollarda yürümeye çalışırken baya yoruldum ama sevgilim yanımdaydı, eli elimi tutuyodu, gözleri bana bakıyodu ya işte bu herşeye değerdi, değdide, değecekte....




Hiç yorum yok: