17 Ekim 2008 Cuma

kendini seçemiyorsun,bırakıp kaçamıyorsun
yazmadığın bi hikayede
uzun yada kısa vadede
az biraz keşfediyorsun
öteki olabilmeyi, yerine koyabilmeyi
geride durabilmeyi öğreniyorsun

temiz bi eve gitmekten, temizlik kokan bi evde uyanmaktan ,evde miskin miskin otururken bunu gönül rahatlığıyla yapmaktan daha huzur verici bişey yok sanırım benim için.şimdi evim hiç tanımadığım biri tarafındanda olsa missler gibi tertemiz ya benden keyiflisi yok bikaç gün boyunca.

insanın evde arkasını toplayan annnesinin olması ne hoş. eve geldiğinde yemek hazır etraf düzenli, masa kurulmuş, salata yapılmış...2 günlük kısa bi rahatlıktan sonra eski düzene dönmeye devam. neyseki yarın tatil.

etrafımdaki herkes ya ishal ya kusuyo yada grip. 3 seçenekten birini seçmek zorundasın sanki.sulardamı bişi var yemeklerdemi. ciddi bi salgın var ama sanırım. dün akşam sevgilimde rahatsızlandı en son. ondada aynı şikayetler başladı.umarım zaten nanelinin teki olan banada uğramaz kendileri.

akşam eve girmeden evvel pazara uğrucam ve eğer varsa balık alıcam. canım balık istio ve yanındada kocaman bi kase bol yeşillikli salata. mümkün olduğunca pazardan alışveriş yapmaya çalışıorum bende annem gibi eğer yetişebilirsem tabii. herşey daha taze oluo.salatalıklar daha çıtır ıspanaklar daha yeşil ve domates seçeneklerin daha bol. marketlerden almanında benim açımdan tek avantajı iki kişi olduğumuz için adetle veya istediğim kadar satın alabilmemdir.haftada ancak yarım kg salatalık tüketebilioruz. bir kilo ıspanak aldığımda kalıo ve ikimizde ertesi güne kalan yemeklerden hoşlanmıoruz.bir kerelik pişirmeye çalışıorum dolayısıyla daha az almam gerekio.ama pazarcıların mantalitesindede hep bi fiyatı yuvarlama olayı var.bişeyi yarım kg istediğinde uğraşmak bile istemeyenler oluo. hatta bi keresinde üzümcü zorla bi kg verdi üzümü. adamı kıramadım aldım ama 3 hafta süründükten sonra çöpe atmak zorunda kaldım. üzümü pek sevmem çünkü. sadece misafirin yiyeceği kadar almak istemiştim halbuki.bazısı yarım kg' ı 75 kuruşsa abla 1 ytl lik olsunmu der,bazısı seçtirmez kendi vermek isterki ben çok kuşkulanırım bu durumdan. bende seçilmesine müsade etmeyenlerin tezgahından uzaklaşıorum artık.bari elmamı, mandalinamı kendim seçiyim diğmi..


günüde yarılamışız maşallah.aralıklı olarak yazınca vakit nasıl geçio anlamıorum. biraz iş biraz blog.

boynumdaki ağrı geçmedi ,geçmio.mri çektirdim boynuma,beyin cerrahı ayrı kbb uzamanı ayrı gördüler hiçbişey yok ama ağrıo işte.bende bıktım artık kendimden ve hep abidik gubidik yerlerimden şikayet etmekten.insan vücudunda en olmadık yer neresi ise orası ağrır, acır ,yaralanır bişi olur işte.bende evhamlı bi tip olarak acaba bişimi var, ne olabilir, niye ağrıo die doktorları aşındırır ,sağlık uğruna havaya para saçarım.şimdiye kadarki sağlıkla alakalı şikayetlerimin sebebini bulma amacıyla yapılan tüm teşhis işlemlerimden hiçbişey çıkmadı. allahda çıkarmasın ama diorum ya bıktım artık.sağlıklı bi insan olmak, dahası ufak şeyleri kafama takarak büyütmek istemiorum ama olmuo. biyerim ağrıdığında amaan geçer diyemiorum başkaları gibi.üzerinde yoğunlaşmaya başlıorum başladıkçada problem büyüyo ve uzuyo.halbuki herşey beyinde bitio.söz geçiremiorum bu konuda beynime işte.

böyle işte

Hiç yorum yok: