6 Mayıs 2007 Pazar

hıdırellez

sanki artık o da eskiden varolan ama sonradan kaybettiğimiz değerler arasına girmiş gibi.

hatırlıyorumda;küçükken ananemin hala varolan ama ozamanlar çok daha şenlikli olan bahçesinde ateş yakardık ve üstünden atlardık.sabah ezanıyla Hızır A.S 'ın uğruyacağı ve dileklerimizi gerçekleştiriceği düşünülerek gün doğmadan toprağa dilekte bulunulan şeylerin temsili birer resmi çizilirdi.mesela ev isteyen ev resmi, araba isteyen araba, koca isteyen cinaliyi :) çizerdi.olup olmadığına dair çok fazla kanıt olmasada benim bildiğim bir tane var.

mesela ben küçükken ananem bahçeye süt koyarmış hıdırellez akşamı ve sabaha taze yoğurt olmuş biçimde alırmış.bilen bilir sütü yoğurda dönüştürmek için mayalamanız gerekir.yani süt durduk yerde yoğurda dönüşmez.

ortanca teyzem hala küçük heycanlarını kaybetmeyen biri olarak geçen sene yine ananemin bahçesine bize sormadan bizim adımıza şekiller çizmiş.benim için mesela bi cinali çizmiş ve bunu bana daha sonra söledi.dediki:

-tuğba ben sana uzun boylu bi adam çizdim görsen selvi gibi bak görürsün seneye kadar Allah'ın izniyle bu iş olur teyzem demişti dersin dedi...

aklıma yeni geldi.düşündümde sevgilim selvi gibi maşallah:)

teyzemi gördüğümde söylücem.ahhh teyze sen demiştin dicem.:))

Hiç yorum yok: