8 Eylül 2007 Cumartesi

aşkın kitabı,aşkın tarifi,aşkın kanunu,aşkın....

aşkın bisürü çeşidi var şu aralar sinemalarda.gişenin önünde durmuş vizyondaki içimize sinmeyen 2 film arasında kararsız beklioruz.tarifimi? kitabımı? belkide otel 2 ye gitmeliyiz diyorum ama haleti ruhiyemiz tarantinonun bol laf çok kan tarzını kaldırabilicek türden diil bugün. hem sevgilimde gribal enfeksiyon geçirio oldukça uygunsuz olur yani.4.seçenek bretz bebeklerinin filmi.5,6,7 ve diğerlerini saymıorum çünkü ağza alınmıcak kadar kötü görünüolar.haa bi de lavanta kokulu kadınlar var ki en fazla annemide alıp gidebiliceğim bi film tarzında gözüküo. herhangi bi bilgim yok.bilgim olan tek film ise Aşkın kitabı....


şeytan marka giyerde süpper bi performans sergileyen Anna Hathaway bu filmde ünlü ingiliz yazar Jane Austen ı oynuo.kim demiş her filmde iyi oynucak diye ama hakkınıda yememek lazım.belkide elinden geleni yapmış bu yazarın sıradan hayatını canlandırırken.

sıkıcı ve uzun bi filmdi.allahtan güzel galeriamızın çiftli koltukları varda sevgiliyle yakın markajda kaldığından dolayı pek canın sıkılmıo.yoksa çekilicek gibi diil vallahi.
sonuç itibariyle vardığım sonuç sevgili Jane Austen in sıkıcı bi yaşamı olduğu.hiç evlenmeden bu dünyadan göçüp gitmeside ayrı bi konu elbette.
uff sıkıcı ingilizler işte.evvel ezel böylelermiş.sıkıcı aptal yaşamları,kendi kendilerine koydukları gereksiz kuralları var.

bi hafta kadar öncede Kraliçeyi izlemiştim Hellen Miller ın.kraliçenin kocasını oynayan adam ki şimdi aklıma gelmez adı -işte bu adam bu filmdede yine bi kadının kocası rolünde.kraliçenin aptal kurallar ve gelenekler içerisindeki hayatını anlatan bi filmdi o da.Blair oldukça pısırık bi izlenim verio bu filmde sanırsınız kendisi bi başbakan diilde dar gelirli bi vatandaş.komik...

hee bi de bol bol haşmetmeap sözü var.haşmetmahap diil haşmetmeap diceksiniz diye uyarıo saraya yeni gelenleri.aradaki fark neyse artık bilinmez...
bi iki gün öncede daha evvel izlemediğim için çoooook pişman olduğum Aşk Heryerde yi izledim ve aslında kendimi çoook iyi hissetme fırsatını bukadar ertelediğim için kendime kızdım.

Alin Taşçıyanın bi yazısında şöyle der:
kahve dumanı gibi hayattan yorulanlara bi film herzaman iyi gelir.
bu film bana kendimi okadar iyi hissettirdiki bittikten sonra etkisi uzunca bir süre devam etti.flmin başında bi pozitiflik yayılıo buram buram sarıo etrafını insanın.diyorki fondaki adam;dünyada şiddetler var savaşlar, nefretler var.ama hayır bence sevgide var ve dünya döndükçede olucak.
tüm bunları söylerken arkada bi havaalanı var insanlar sevdikleriyle kavuşuo.genci, yaşlısı, bekarı, evlisi, arkadaşı, dostu, küçüğü, büyüğü din, dil farketmeksizin herkes sevgiyle birbirine sarılıo kavuştukları için sevdiklerine.
filmde başrol oyuncusu yok bence hernekadar hugh grant gibi görünsede başrolde.herkes paylaşıo bu rolü.herkes birsüreliğine başrol oyunculuğunda ve film sımsıcacık sarıo insanı.
bir sonbahar günü seyredilicek enfes şekerli bi film bu hani şu yedikten sonra hala insanın ağzında tadını bırakan şekerlerden.
bu aralar yine film ve kitaplara takıldım kaldım.ayrıca geçen haftalardada daha önce izlemediğim Dabbe ve Arafı izledim.
bizden doğru düzgün film çıkmıo tmm ama korku filmi hiçmi hiç çıkmıo.tecrübeyle sabitlemiş durumdayım.iki filmde birbirinden berbat ve tıkanık.tek bi şey etrafında dönen konuları sıkışıp kalmış illede o rolü kesicem diye konuya saplanıp kalmış oyuncular bla bla...kötüydü yani.

ve bi başka Araf var hayatımda.Elif Şafak - Araf bu.henüz 50. sayfasındayım ama güzel gidio.tarzı olan ve bunu yapıtlarına serperek yansıtan insanları seviorum.tarantinoyuda sevişim bu yüzden.ona ait olduğunu bilmediğiniz bi filmi izlerken içinde öyle tanıdık sahneler görürsünüzki ahaa dersiniz işte buna tarantinonu eli değmiş.bu yüzden dünyanın en boktan filminide çekse mutlaka giderim.rodriguez için bişi diyemem nekadar kankiside olsa tarantinonun.
ahhh lafa daldım yine yaz yaz sevgili günlük nereye kadar.kalem tutamaz oldum sayende.dün sevgilimede söyledim.ve o da bana bu bloğu nezaman okucağını sordu.bende evlenince dedim.o bloktan haberdar ama ismini cismini ve neler yazdığımı bilmio.ilerde öğrenicek ve ben bu yazdığım ayrıntılarla onun yüzünü güldürücem her seferinde.
şimdi şuraya bi not sıkıştırıyım.
hani Aşkın kitabına gittiğimiz gün vardı ya klimadan donduğumuz gün ki dışarısıda çok serindi.işte o günün akşamı yazdım ben tüm bunları ve yine o günün akşamı seni birkere daha çok sevdiğimi söylemek istedim.hadi gülümse şimdi ve yanıma gelip beni bi kere öp bunu okuduğunda tamammı..
tatlı rüyalar hepimize....norah jones lu geceler...

Hiç yorum yok: