15 Ocak 2008 Salı

şarkılarında mevsimi var.bugün hava yağmakla yağmamak arası ya içimden geçen şarkılarda kılık değştiriveriyo bi anda.nazan öncel,zuhal olcay,mfö yada eski 45likler...ayten alpman,müzeyyen senar,seyyan hanım...ve diğerleri.
kışı seven insanları anlamıyorum .yani kışı sevmek karı sevmek, beyazlığı, yağmuru sevmekse evet bende seviyorum ama havanın tamda şu haliyse sevdikleri onları anlamıorum.grimsi bi hava ki bana 80 kuşağındaki çamurlu, füme rengi havalarda çekilmiş türk filmlerini hatırlatıo.öyleki sanki o senelerde hiç yaz olmamış,güneş hiç açmamış gibi...
dün Çiçek Abbas'ı izledim.
bir süre önceTRT nin yaptığı ankete katılırken iş arkadaşımla en iyi aşk filmi sizin için nedir? sorusuna ben Zuhal Olcay'ın Dünden Sonra Yarından Önce derken o Çiçek Abbas demişti:)uzun yıllar önce seyretmişliğin getirdiği konuyu çokda iyi anımsayamamdan dolayı biraz komik gelmişti.nitekim oyuncuları malumdu.Şener Şen ve İlyas Salman.en iyi aşk katogorisindeki filmi bu ikiliden beklemek farklı geliodu.taaki düne kadar.
birazda bu düşüncelerle izledim Çiçek Abbası dün.ve nasıl inceden inceye o aşkın işlendiğini gördüm ilk defa.sevdiği kız uğruna minübüsün borcuna giren hem minibüsüne hem sevdiğine aşık, hayran bir genç.:)

ve her ikisi uğruna çabaları...diğer taraftan aradan onca zaman geçmesine rağmen hala günümüzdede devam eden o keşmekeş,varoşlarda sürdürülen yaşam kavgası ve kaygısı, minibüsçüler arasındaki o kıyasıya yarış,geçmişin bankerleri bugünün factoring şirketleri tefecileri,fakirlik,çaresizlik... herşey sadece biçim değiştirerek hala hayatımızda.anlaşılıyorki hiç yol katetmemişiz hep aynı yerde durmuşuz...
Ama bi nebzede olsa arakadaşıma katıldım şu aşk filmi konusunda.hakikaten bi aşk var hemde belkide en safından en güzelinden en temizinden...eskiden olupta hala devam etmeyen tek şey belkide sadece bu aşklardır...

object width="425" height="355">

Hiç yorum yok: