11 Şubat 2007 Pazar

gügünayyydıııınnnn

hmmmm sabah olmuş.bugün pazar.uyuyabildiğim yegane gün.bi sağa bi sola hooopp olmadı bidaa sağa derken gözler foraaaaaaaaaaa...GÜNAYDDDDDIIIIINNNN....
penceremi açtım az önce içeri güzel taze sokak kokusu girsin diye.ama maalesefki is ve duman kokusundan başka bişi girmedi.bugün puslu bi hava mevcut.esraya msj çektim hoopp aloooo uyandıysan bi ara kızım ya.cevahir yapalım bugün ordan sosyete pazarı ordanda profilo felan nee diye.aradı az evvel.bak 3adet msjım var kanka.biri senden diğeri semih diğeride cihan.ama ben naaptm? ilk önce seninkini açtım dedi.ve sözleştik.saat 1buçukta buluşucaz inşallah.
sevgilimin şube teftişi belirlendi.çorluya gidicek.eh bunca kötü seçeneği gözönünde bulundurursak çorlu bizden 3kat daha fazla bonus kazanıo syn dinleyiciler.bu gece maçtan sonra pılısıı pırtısını toplayıp gidicek inşallah.ve ben onu tam bir hafta boyunca göremicem:(((napalım dayanıcaz destek olucaz.ha unutmadan ben onu çok seviyorum.itirazı olan? olmayan? aferiiiiinnn adam olun bakiiiiimmm:))

9 Şubat 2007 Cuma

sana dün bi tepeden bakamadım aziz istanbul .


İnsanın yüksekten bakmak gibi bi eğilimi var.biyerlere tepeden baktığımzda duyduğumuz heyecan anlatılamaz.insana sahiplik duygusu uyandırıo belki tüm şehir ayaklarımın altındaydı.baktıımm baktımmm baktımmm… inanılmazdı.tüm istanbul ayaklarımın altındaydı sanki…sevioruz biyerlere tepeden bakmayı.bu özelliğimizi bazen kontrol edemeyip insanlarada bi şehir manzarasına tepeden bakar gibi bakıoruz.
Küçümsemektir bunun diğer adı.aşağılamak, ezmek, üsün görmek artık adı her ne ise..bilmiorum bağlantısı varmıdır yüksek yerlerden bakmayı sevmekle insanlara tepeden bakma eğilimimizin.bi yazar demişki.ne garip!bi arkadaşımızın başını omzumuza koyup ağlaması nekadarda mutlu ediyor bizi.mutluluğumuz başkasının güçsüzlüğüne zavallığına bağlı…düşününce dahada ii anlam veriyorum.dostum yanıma gelip ağladığında kimi zaman üzgün olduğunda teselli bulmak için yanıma geliyo diye kimi zamanda bak benden daha kötü durumda olan insanlar var haline şükret gibilerinden düşüncelere kapılarak mutlu oluorum.bi parçamız hep bencil ve bencil kalıcak.egomuz ayyuka çıkmadan başına tasmasını geçirmek gerekio ki tepelere tırmanmaya başladığında ipleri elimde olsun.kontrol bende…bi karikatür geldi aklıma.iki kardeş yeni taşındıkları evdeki odalarında babalarıyla karşı karşıya durmaktadır.baba sorar: hmm hangizin ranzanın üstünde yatıcaksınız bakiim..büyük cevap verir.ben büyük olduğuma göre sanırım üstte yatmak benim hakkım.sıra küçüğe gelir.muhafazkar kesimin üyerlerinden olan babaya tüm uyanıklığıyla cevap verir.şeyy babacığım siz nasıl isterseniz lakin tabiiki allaha daha yakın olmak isterdim:) ve sorunun cevabı çözülmüştür.yukarıda tabiiki küçük kardeş yatacaktır.çünkü allaha yaknlığı söz konusudur.çok gülmüştüm bu karikatüre..artık o da diğer biçok şey gibi keyif vermio maalesef..
belkide saçmalıorum ama benim için bu durum sorun teşkil etmio.çünkü kendi sınırlarım içerisinde kimseye zarar vermeden istediğim gibi abuklaşabilirim.istersem küfürde edebilirim.burası benim mekanım ve atalarımızın dediği gibi her horoz kendi çöplüğünde öter ve ötecektirde.başkalarının düşünce yada yorumlarıyla dahi olsa alanıma sınırlarıma müdahale etme şansını hoşgörmüceğimden eminim.benim izin verdiklerim hariç elbette.
Az evvel işerimin nadide kısımlarından birinde bi sigara tüttürdüm.enfes olmayan bir İstanbul manzarasına karşıydı çıkarttığım dumanlar.sanki şehrin tüm kaosu tüm kiri pisliği çirkinliği lekesi çamuru kötüsü burada toplanmış gibi.dışarıya baktım.sonra yüzümü gökyüzüne çevirip bulutlara baktım.yukarısı dahada güzeldi.hava hiç olmaması gerektiği kadar bahar modunda.olması gerektiği kadarda soğuktan uzak.şayet üç aylık kış mevsimini bitirmiş olsaydık bukadar endişelenmezdim.şubat ayında bahar tazeliği.şaşkınlıktan başka bişey ifade etmio doğrusu…kendimi zamansız açan meyve ağacı çiçekleri gibi hissettim.üstümde baharın derin sarhoşluğu aklımda sevgilimle yaşıcağımız güzel günlerin planları..kısa ama güzel bi 5dakikaydı.5dakika için yazılan yarım saatlik bi yazı.5dakka yarım saate değer o haldeJ
Bu sene erik yiyemicez anlaşılan.düşününce içim ekşidi ağzım sulandı.eriksiz bi yaz nasıl geçer bilmiorum.ocakta şubatta yağmayan kar zamanını bekleyen erik ağçalarını bahar geldi hadi açın artık benden bukadar diye kandırır,gider martta don yapar buz yapar kar yapar.nolduğunu şaşıran canım erik ağaçları yine aldatılmanın verdiği hüzünle içine kapanır,kendine döner.küskünlüğünün bedeli olarakta bize erik vermekten vazgeçer haklı olarak.üzgünüm..eriksiz bi yaz bizi beklio.eriksiz ve durumlara bakılırsa kurak susuz bi yaz.

8 Şubat 2007 Perşembe

90 dakika 5400 saniye



üçü bir arada............kahvem yani...biraraya geldiklerinde bu kahve tadı gibi keyif verebilen kaç şey var hayatta.kahve+şeker+krema...
çok sıkıldım.zeynebin yanına gittim az evvel.milliyet sanat okuo.sanat kısmına geçemicek kadar ağır bi versiyondayım şu an.gözlerime birsürü küçük adamcıklar oturmuş.müthiş uykum var.bedenim hergün aynı saatte uykuya dalmak istio.anlatmaya çalışıorum yeterince güzelsin bu ne uykusu şimdi..
beniiii 7n bitirdin.beklediğimiz bişeylermi var bilmiorum.hep başka yerlerde olma isteği dürtüklermi adamı?.beni dürtüklüo valla.biliorum başka yerde olsam yine bi başka yer isticem gidebilmek için.istemediğim sevmediğim bi işle meşgul olmak...nereye kadar böle gidicek bilmiorum.bu kültürleriyle çakıştığımız insanlar bizi feci yoruo.ama dayanıorum dayanmalıyım.belli bi vakte kadar belki.biliorum canıma tek etse arkama bile bakmadan kaçıp gidebilirim rahatlıkla.amaan neyse.şikayet ettikçe gözümde büyüyo herşey. en iyisi sukunet sanırım.
kısa bi sükunet halinden sonra yine burdayım.sizde sinir oluomusunuz şu habire msnde düşen insanlara.habire oturum açan.birini kapayıp diğerini açanlara.habire yok efendim osman oturum açtı,mahmut oturum çevrimdışı oldu.sıçmaya giderken bile
haber vericek nerdeyse sevgili messengerımız.dıııt..hayriye koşar adımlarla tuvalete gitti de diyebilirler yakında.yada durumuma eklenebilir bu.işte banyodayım.küçük tuvaletimi yapmaya gittim ki siz düşünürsünüz azami 5dakkasını alır bu insanın. fln filan.
1buçuk saat var çıkışıma.90 dakika.5400 saniyeye karşılık gelio.geçermi eyyy blog.

7 Şubat 2007 Çarşamba

nice güzel yıllara

Yine bi doğumgünü ertesi ben ve ağrıyan başım ve uyuyan gözlerim başbaşayız.tanrımmm bugün nasıl biter.allahtan sakin bi gün. Yoksa…
Dün itibariyle sevgili kan kardeşimin doğumgünüydü.iyiki doğdun yaptık.e tabii iyiki doğduJ evdeydik.ama dışarıda kutladığımız yıllara nazaran yine bi okadar güzel yorucu ve komikti.herşeyin daha güzel olması ümidiyle günü bitirdik.ewt her şey daha güzel olucak.çok daha güzel hemde.
Açıkcası gecenin bi yarısı evi çınlatan kahkahalarımızdan bu senenin belkide daha az acılı geçmesi gerektiğini düşünüoruz hepimiz. umarım sandığımız gibi olur…
Günün 10 puanlık uzman sorusu:3-5 insan ki özellikle bayan… bir araya gelirse nolur
Cevap:dedikodu olurJ
Uzun zamandır böyle gülmemiştim dedirten iğrenç hikayelerin dışında mahallemizde bahsi geçen şahısların başına gelen olaylara kahkahalarla gülmemiz gerçekten içler acısıydı.sonuç itibariyle güzel bi gün ve geceydi.her günümüz böle geçsin dostum.
Nice güzel yıllara……..

ve gülümse şimdi


ve uğraşmak anlamsız
yüzündeki yabancı
her geçen saniye
bana daha yabancı
ve böyle olmasın
bildiğim gibi kalsan
her geçen saniye
dahada zorlaşmasın
ve gülümse şimdi.... gülümse şimdi... ve gülümse şimdi....
bebeğimmm....

5 Şubat 2007 Pazartesi

ömür çiçek kadar narin...



gözümüz saatte sözleştik hep
konuşur gibi dinledik, yarışır gibi çalıştık.
hep yetişicek bir yerler vardı
aranacak insanlar yapılıcak işler....
bi sonraki günün telaşı bi önceki günün terine bulaştı.
başkalarının hayatı bizimkini aştı...

kuşluk vakti kızarmış ekmek kokusu
ya da yavuklu busesi ile uyanma düşlerini
ha babam erteledik durduk.
henüz yirmili yaşlarda iken otuzlara kurduk saatin alarmını
otuzumuzda kırklara belki sonra ellilere...

lakin öyle karmaşık kurulmuştuki hayat,
kuşlukta uyanma fırsatı verildiğinde bize,
artık uyku girmez olmuştu gözlerimize
bol zamana kavuştuğumuz zamanda ise
hasret gidermek ve söyleşmek için
kimsecikleri göremiyoruz yanımızda.

büyük hayallerle sakladığımız bir sarı lira gibi ömrümüz
vakit gelip sandıktan çıkardığımızda
bir de bakıyoruz ki tedavülden kalkmış...................

4 Şubat 2007 Pazar

yara



yolda yürüyoduk.elimi tutuyordu.birden elim acıyo dedim.bi gün önce dolabımdan bişey çıkartırken elim kapağa sürtmüş ve sağ elimin işaret parmağının üstünün derisini sıyırıp geçmişti.derisi kalktğı için acıodu dokunulduğunda.noooldu diye sordu.anlattım.birden kendi sağ elini gösterdi.bak dedi.bende de aynısı var.anlattı.hikaye aynıydı.dolabından bişi alırken kapağı sağ elinin işaret parmağnın üstünü sıyırp geçmişti.yaralarımız bile aynıydı.aynı el aynı parmak ve aynı sebepten dolayı.farklı yerlerde farklı eşyalardan başımıza gelen bu olay beni çok şaşırttı.o an farkına varmasamda düşündüğümde her defasında şaşıyorum.birbirimizi bukadar çok sevişimize,bukdar çok hissedişimize hala çok şaşıyorum.ve biliorum hayatta hiçbişey tesadüf diil.bu da diil.sevgimizin doruğa tırmanışının bi başka versiyonu sadece.
güzel ellerin ellerimden hiç ayrılmasın.allahım seni her kötü şeyden korusun ve saklasın....seni çok seviyorum..